FIRTINA

Yazan: William Shakespeare
Çeviren:Emine Ayhan
Yöneten:Kemal Aydoğan
Sahne Tasarımı:Bengi Günay
Işık Tasarımı:İrfan Varlı
Koreograf/Kondisyoner:Yeşim Coşkun
Afiş ve Animasyon Tasarımı:Ethem Onur Bilgiç
Maske Tasarımı: Cenk Doğusal
Müzik:Berkay Yiğitaslan

OYNAYANLAR
Prospero: Hüseyin Avni Danyal
Gonzalo: Ziver Armağan Açıl
Alonso: Mürsel Yaylalı
Stephano: Gürsu Gür
Miranda: Zeynep Tuğçe Bayat
Ariel: Selen Şeşen
Ferdinand: Münircan Cindoruk
Caliban: Yaşar Bayram Gül
Antonio: İnanç Koçak
Sebastian: Kaan Songün
Trinculo: Ertürk Erkek

Asistanlar
Deniz Elmas
Ulaş Kaya
Doğuş Çelik
Can Denizman
Gamze Akça Özcan

Sahne Tasarımı Asistanı
Didem Soy

Stajerler
Asena Yıldırım
Deniz Göl
Erdem İnce
Esra Demir
Hayriye Çam
İpek Yorulmaz
Milol Holger
Naz Kalpak
Sema Alca
Selen Bağcı
Sevcan Sini

Süre: İki perde 130’

BASINDA ÇIKANLAR

4.11.2017 – Cumartesi
T24 – Emine Ayhan

http://t24.com.tr/yazarlar/21-tiyatro-festivali/moda-sahnesinde-firtina-ceviri-ve-shakespearede-dilsel-donusumler-ustune,18439

15.10.2017 – Pazar
Tiyatro Günlüğü – Tuğsan Ünlü

http://tiyatrogunlugu.com/etiket/firtina/

11.10.2017 – Çarşamba
Şalom Gazetesi – Erdoğan Mitrani

http://www.salom.com.tr/haber-104548-moda_sahnesinde_shakespearein_firtinasi.html

SÖZLÜK

CORAGGIO: İtalyanca cesur ol nidası.
”Coraggio,coraggio be yiğit canavar!”

PROSPERO: Hoşa giden, merhametli, cömert, bereketli anlamındaki prospero sıfatından türeyen İtalyanca isim.

GONZALO: “Ahmak, mankafa” anlamındaki İtalyanca gonzo sözcüğünden türetilmiştir.

CALIBAN: Vahşi anlamındaki saluage (modern İngilizce’deki savage) kelimesinden türetilmiştir.

TRINCULO: Bu isim büyük ihtimalle, “doyumsuzca içki içmek, kafayı çekmek” anlamındaki İtalyanca trincare fiilinden gelmektedir.

MIRANDA: Güzel bir şey karşısında “hayret etmek”, “şaşırmak” anlamındaki Latince miror fiilinden türeme sıfatın tekil dişil formu.İtalyanca mirando sıfatı “harikulade,” “harika,” “fevkalade” anlamındadır.

ARIEL: İngilizce’de “havai” anlamına gelen “airy” sözcüğüne benzer bir tınısı olan adı aynı zamanda, İbranice’de “tanrının aslanı” anlamına gelmektedir.

SERBEST SANAT: “Liberal arts” (serbest/özgür sanatlar,Latince artesliberales) klasik dönemde sivil hayata aktif olarak katılan özgür bir insan için elzem görülen alan ve yetileri belirtir. Özgür sanatlar eğitimi (gramer,mantık ve retoriği kapsayan) triviumile )aritmedik,geometri,müzik ve astronomiyi kapsayan) quadrivium olmak üzere iki ana alandan oluşur.

GÖK GÜRLEMESİ: Roma mitolojisinde göğün,gökgürlemelerinin ve tanrıların tanrısı olan Jüpiter ceza veya intikamla ilişkilendirilir. Roma mitolojisinin bu en güçlü tanrısı,düşmanlarını şimşekten oklarıyla cezalandırır.

SYCORAX: Adının nereden geldiği bilinmiyor. Sadece Shakespeare’in kullandığı bu adın,bazı yorumculara göre,Yunanca sus (dişi domuz) ve korax (kuzgun) kelimelerinin birleşiminden türetilmiş olma ihtimali var.

BÜYÜK VE KÜÇÜK IŞIKLAR: Tekvin 1.16’da Tanrı’nın “daha büyük” ve “daha küçük” iki ışığı,yani güneşi ve ayı yaratmasından bahsedilir.

SOY: Burada “soy” diye karşıladığımız “race” (ırk) ifadesi on yedinci yüzyılda ille de ten rengi anlamında ırka karşılık gelmiyordu ve bugünkünden daha geniş bir anlam yelpazesine sahipti. (arden)

SEBETOS İlk kez, Antonio Pigafetta’nın 1519’daki Patagonya seyahatinin (1526’da yayımlanan) kaydında adı Setebos,kötücül bir Patagonyalı tanrıdır ve İngilizcede ilk kez Eden’ın çevirisiyle adı duyulmuştur.

PROVA NOTLARI

3.10.2017 – Salı

İlk oyun öncesi,

Bugün saat 13.02’de ödem atmak için silkelenerek Yeşim’le ısınarak provaya başladuk. Rihanna’sız pilielere kalkıldı, rölevelere inildi. Kaan’ın da aramıza katılmasından sonra iki eksik Lana Del Ray Hanım’ın In My Feelings adlı şarkısı eşliğinde sol avuç içleri yerde ısınıldı, şu ayak yerden sürterek dendi, Michael Jackson bugün de bizimleydi, tekmeler atıldı, Kaan duvarı neyse ki kırmadı.13.36’da al nefes ver nefes dendi, ağhlar, oyhlar eklendi ve yoga setine geçildi esneyerek ısınıldı.

-Gürsu: Bugün çok orta parmağı gördük.

14.11’de Selen ve Tuğçe’yle seslerimiz açıldıktan sonra 14.19’da ka oyunculara, hareket tekrar oyununu, bu kez türküyle oynamalarını söyleyip yapılamamasından sonra rol isimli meşhur dıkşın dıkşın oyunu oynandı. Kazananlarımız Yaşar, Ziver Abi, Kaan. Omçe’nin de katılmasıynan tüm animasyonlarımızı bi izleyelim dedik ve izledik. Masa 4’lüsü ve Napoli 4’lüsünü de çalıştıktan sonra 20.30’da başladığımız ilk seyircili genel provamızı 23.09’da bitirdik.

– ka: Gürsu’ya bak.

– Onur (Lostromo): Çok yetenekli çocuk.

-Lostromo: Gabya yelkeni manya!

2.10.2017 – Pazartesi
üç

Saat 12.02’de ooo 2 dakka geçmiş diyerek, Yeşim’le, alaturka pozisyonuyla 5 eksikle ısınmayla provaya başladık.

Oyuncular prömiyer rüyaları görmeye başlamış. 13.08’de yAhAhaahahalayarak ses çalışmasına geçildi. 13.34’te Masa 4’lsü masalarının yeni tekerleklerine bakıldı, en çok kırmızıbalıklı masanın tekerleği beğenildi. Dünden Didem’in boyadığı maskelerle birlikte bir kez daha çalışılarak yeni hareketler hatırlandı. 14.04’te ka oyunculara dün değil ondan önceki günki akışta aldığı notları paylaştı oyuncularla. O sırada Berkay geldi yeni Çikin 3’lü feşın sahnesi ve (1.1) Batıyoruz sahnesinin dublajını dinletti. Bir de dedik ki görüntü çekelim. 14.54’te Ariel’in kıyafet hazırlamasını çalışırken Bengi ve Sare provaya katıldılar. Ardından Güzel 2’li sahnesine bakıp acık daha datlandırdık. Berkay’ın evden getirdiği Green Box stüdyo sahneye kuruldu ve orada (1.1) Batıyoruz adlı sahnenin görüntüsü çekilmek üzre prova bitirildi.

30.9.2017 – Cumartesi

5.
Eylülün son gün provasına saat 16.02’de Güzel 2’liyle başladık. Bu sahne, Arzu ve yasanın kaçma kovalama hali aynı zamanda dedik. Ferdinand iyi bir yönetici olacak belli dedik. Miranda Şekspir’in en güçlü kadınlarından biri olduunu düşünüyoruz. Rahmetli Ophelia’nın aksine, Miranda, babanın koyduğu kuralları yıkıyor. Tekrarımızı alıp konuşarak deneyerek çalışırken Şekspir’İn 129. Sonesini bilenler hatırladı bilmeyenler öğrendi. (1.1) Batıyoruz adlı sahnenin yeni ses kaydını yapmak için o sahnede olanlar stüdyo sahneye Berkay’la ses kaydı yapmaya gittiler. Yeni Lostromo Omçe , Kaptan ise İsmail. Denizciler arasında ka da var. Yeşİm’le masa 4’lüsü dans sahnesi çalışıldı, kareografide yeni şeyler yapıldı ardından tüm ekip Berkay’la Şarkı bölümünü şakıdıktan sonra Ariel’in şarkılarını çalışırlarken, ka kuliste oyunculara dünkü akışta aldığı notları paylaştı ve 20.15’te akışımıza başladık. Prova sürecinin diğer bölümü olan seyirciyle olacak datlılıklar bölümüne geçmiş bulunmaktayız.

129. Sone

Acıkan kösnü, ruhu yıkıp geçer boşuna
Utanç mezbelesinde; zevk alıncaya kadar
Yalancıdır, kalleştir, susar kana ve cana,
Azgın ve korkusuzdur; haindir, sert ve gaddar,
Ama keyif sürünce birdenbire tiksinir:
Delice istediği, öksesine girdi mi
Nefret eder delice: sanki yutmuş gibidir
Yutanları çıldırtsın diye konulmuş yemi;
Hem kovalarken çılgın, hem ele geçirince,
Delirir elde etti, edecek diye güya,
Yaşanırken mutlu da, üzgün sona erince,
İlkin sevince çağrı, sonra bomboş bir rüya.
Ne tuhaf ki dünyada bunları bilenler çok;
Cehenneme götüren cennetten hiç kaçan yok
Şekspir.

– ka: Çizgi film olsa çok komik.

29.9.2017 – Cuma
Altı
12.06’da üç eksikle Girl Gone Wild eşliğinde röleve düzel hemen duvara geçildi. Ardından başladık kıvırmalı zıplamalı dansımıza. En son daire oluşurup ortada biri dans edip arkadaşına el veriyodu. Dance Battle benzeri dans ettiler çığlıklar ıslık sesleri vuuaalar gırlaydı. Maykılbey’le tekmeli dansımızı yaptıktan sonra matlar alındı karınca geçitlerine dikkat edildi. 13.08’de sesler açıldı e hazır açılmışken son ‘Şarkı’yı bi alalım dedi ekip. Aldılar.

Ka dünkü akışta aldığı notları bugün oyuncularla paylaştı. Herkesin ya defterine ya telefonuna not almalarını istedi. Güzel 2’li sahnesi hakkında ki notları okurken arzu ve yasadan bahsedildi. Sadece arzu yetmez yasa da lazım, disiplin olmasa sabahki ısınmaları nasıl yapacaktık dendi. 14.53’te ‘elma’ animasyonumuzla birlikte İtalyano ilk ve son sahneyi aldık. 17.14’te Berkay ilen önce son Şarkı, sonra Ariel şarkıları çalışıldı ardından Yeşim’le Masa 4’lüsü çalışıldı.(1.1) batıyoruz adlı sahnemizin ses kaydı yapılmıştı bugün ellenmemiş halini getirdi Berkay, dinledik ve bir daha kaydetmeye karar verdik. Ariel olmayan Omçe Lostromo’yu seslendirecek.

Saatlermiz 19.39’da oyuncular kuliste, Taner Cindoruk ve Necip Memili oyunu izlemek için geldi, Orçun Kaya elinde fotoğraf makinası, birinci bloktan fotoğraf çekerek (1.1) dublajlı animasyonlu sahnemizle başladık , 40. prova günümüzün 5. akışını 22.02’de bitirdük.

– Tuğçe: Son üstünüzden mi genel üstünüzden mi?

28.9.2017 – Perşembe
yedi.
Bugün 11.18’de Berkay ve Selen, Ariel’in özgürlük şarkısını çalıştılar, sonra Gürsu geldi Stephano’nun şarkısı şöyyle bir çalışıldı. 12.32’de ekibin geri kalanının da gelmesiyle (4.1) son sahne ‘Şarkı’ bölümü çalışılmaya başlandı.

– Hüseyin abi: İlk pampam ikincide papapapam mıydı?

Çarpı 4 hızda, İtalyano akışımıza 13.51’de başlayarak provaya devam ettük. Hızlıcana giderken hele dedik Ariel’in ‘Uyan’ şarkısının matematiine bakalım, baktık. Giriş çıkışlarda ses çıkarmamak içün oyuncular ben bunu burada giyeyim dediler. Çarpı 4 olmasa da yer yer çarpı 4 hızında İtalyano akışımızı bitirdikten sonra Masa 4’lüsü danslarını bir daha almak istediler nitekim aldılar. Yimaamızı yedikten sonra 17.06’da Berkay ile son Şarkı’yı sabah çalıştıklarını hatırlayarak şöyle bir şakıdılar. Şekspir’den alarak bir daha bi daha çalışıldı.

– Berkay: Bu çok güzel oldu inşallah böyle olur.

17.39’da Yeşim’le Şarkı’nın kareografisi ilk kez çalışırlarken ka ayaklarıyla alkışladı. Şaşırıldı, çarpılındı, unutuldu ve herkes kendi solundan dönerek Şekspir’den alarak bir daha çalışıldı.

– Hüseyin abi: Hangi pampam anlamadım ki.

Narımızı kırdık 20:31’de içinde şarkı da olan oyunumuzun herşeyli akışına başladık. Bugün 5’i kıdemli toplam 7 tane güle güle izleyenlerimiz vardı. Akışımızı bitirdik sonra evlerimize gittik.

– ka: Hayır. Duası eksilmesin.

27.9.2017 – Çarşamba
8.
birinci blok.

12.00’de Yeşim ve Masa 4’lüsün 3’üyle, masa 4’lüsü yemek sahnesi 3’lü olarak provaya başladık. Marke olarak Yeşim ‘Gürsu olmak çok zor’ diyordu. Masalarda şapşup ter gölcükleri, tekrarlar alındı hem orasına hem burasına bakıldı, tekmeli bölüm dendi, tişörtlere bol bol terler silindi . 7,8 döön tut’arak emeğinize sağlık diyip 12.57’de masa 4’lüsünün 3’lüsü marke de ve koreografide Yeşim’le provayı bitirdi.

Yuvarlaklarımızda, yeni gelen gözlerimizi projeksiyondan denerken toplaştıktan sonra ka dünkü akışta oyun hakkında aldığı notları oyuncularla paylaştı ve kostümsüz kostümlü bugünkü akışımıza başlamış olduk. Akışımızı bitirdikten sonra Berkay’la (1.1) adlı sahnenin ses kaydını yaptılar. Yeni iki kayamız daha oldu. Kayalar yerleştirildikten sonra şarkı provası eşliğinde kayalarla çalışıldı. 19.23’te ‘Şarkı’ bölümünün yerlerini kararlaştırıp, selam bölümünü çalışıp tekrarını aldıktan sonra provayı bitirdik.

26.9.2017 – Salı
Dokuz
Bugün ikinci bloktayız. Prömiyere kadar böyle, bir ordayız bir burda ki meydan sahneye alışalım.

Saat 12.04’te daha çok alt beden giderek sağ sol sağ sol şif yapıldı, dengeyi bulunca rise yapıldı. Jaymes Young- I’ll be Good şarkısı eşliğinde sağ sol yaptıktan sonra Micheal Jackson eşliğinde tekme tekme dansını yaptık. Maşallah kimse kimseye tekme atmadı, düşen olmadı. Matlarmız serili dirseğe kadar geldikten sonra mekikler çekildi. 13.17’de ka’nın tempo tutmasıyla ilk defa enerjileri düşmeden ses çalışması yaparak göz doldurdular. Dünkü ilk herbişeyli akışımız hakkında sohbetimizi ettik. Saat 13.50’de önce müzik vardı dedik ve baştan sona kostümsüz gerekirse kesmeli akışımızı aldık. Eğer dedik niyeti düşünmezsek Şekspir bizi ham yapar dedik ve kesmeli çalışmalı akışımıza tüm hızıylan devam ettik.

Napoli 4’lüsünü çalışırken;

– İnanç: Tamam dicen bi de.
– Kaan: Sanki doğru oynadın da.
– Gonzalo: Bunları konuşmanın ne yeri ne sırası.

Ariel’in uyan şarkısına bakarken genel bir uyarı şarkısı olarak uyan! dedik. 15.35’te Yeşim ve Masa 4’lüsü çalışırken Napoli 4’lüsünü de az önce konuştuklarımızı ve çalıştıklarımızı pekiştirsinler diye stüdyo sahneye yolladık kendilerini ve Güzel 2’liye çalışmaya başladık. Böylece ilk perdemizin çalışmalı akışını tamamlamış olduk.

17.30’da Berkay’la Şarkı’yı çalışırken ilkokul laneti kırıldı ve Ertürk tizlerde yerini aldı! Daha önceki çocuk oyunlarından kazananlarımız birikmişti biz de hadi dedik haksızlık olmasın tüm ekibe birer tane kitap aldık. Aslında ekip ekibe kitap almış oldu. 18.46’da hey kocadağ kap bakalım diyerek (4.1) adlı son sahneyle provamıza devam ettik. Bitmemiş dünya animasyonumuzla. Hüseyin Abi ayağıyla dünyayı yerinden oynattı ne yalan söyleyeyim. İlk selam provamızı yapmaya çalıştık ve 20.39’da klimalı salonumuzda ve 15 dk. aramızla herbişeyli 2. akışımızı alarak yarın görüşürüz deyip provayı bitirdik.

– Prospero/Hüseyin Abi: Bağışlayın beni pam pampam pam pampam.

25.9.2017 – Pazartesi
Saymalı günler, 10
Saat 12.00’de ısınmak üzre sahnede toplaşıldı, ben yan tarafta olduğumdan oralarda neler oldu bilemiyorum. 13.38’de geldiğimde dıkşın oyununu rol isimleriyle oynamaya başladılar. 11 kişinin ilk defa bir arada oynadığı dıkşın oyunumuz çok heyecanlıydı. Kazananlarımız Hüseyin Abi ve Tuğçe. 14.15’te kostümsüz, günün ilk akışını aldık. 17.30’da Berkay’la birlikte Şarkı bölümü yüksek ama yumuşak bir şekilde çalışılmaya başlandı. Baslarımız tizlerimiz hep bizimleydi. Detone tabi ki olundu. Berkay oyunculardan marş değilmiş de şarkıymış gibi söylemelerini rica etti. Denediler. Meraklısına baslarmız; Gürsu, Hüseyin Abi, Mürsel Abi, İnanç; tizlermiz, Selen, Münircan, Tuğçe ile Ziver Abi. Orta seslerimiz Kaan ve Yaşar. Ertürk ilkokuldan beri şarkı söylemediği için bu gelenek devam ettirildi. Üzülüyoruz.

Aksesuarlarımızı oyun düzenindeki yerlerine koyduk kim nerden giriyosa oraya koysun abi dedik. 20.31 kostümlü, ışıklı olarak Esra, Hakan, Aşkın, Selçuk Abi’yle oyun saati akışımıza başladık. 2 saat 10 dakika sürdü oyunumuz ve oyuna ara verilmeye karar verildi. Bu ara böyle akıştayız. Akışımız bittiğinde kafeye çıkıp çaylarımızı içip konuştuk. Hiç fena değiliz dendi. İlk oyun saatli akışımız hayırlı uğurlu olsun.

– ka: Gürsu gelsin mi arkadaşlar?
– Ekip: E veeeeeeeet.

24.9.2017 – Pazar
Prova içi prova

Saat 13.23’te hem İrfan Abi’nin (ışık tasarımı) dünden Oktay, Elif ve Anıl’la (ışık asistanları,ses-görüntü asistanı) ayarladığı tavanda ve yanda yeni ışıklarla hem de (1.2) Prosperogil sahnesini oynamalarla aynı anda iki prova yaparak başladık. Biz çalışırken (4.1) son sahnedeki ekip, badi badi sahneye gelip provayı izleyerek aramıza katıldılar. Kamera ayarlanırken Gençler (Selen ve Münircan) ukuleleyle pembe panter çalıp Yıldız Tilbe-Aşk Yok Olmaktır söylüyorlardı. 15.47’de Hüseyin Abi diline dolanan repliği püskürtürken Münircan Antonio markesi olarak (4.1) son sahneyi çalışmaya başladık. Işık seviyelerimizi kah düştük kah yükselttik, (1.2) Prosperogil ile (4.1) Son sahnenin ilk q’larını alarak provaya devam ettik. Deniyoruz. Henüz bilmiyoruz, keyifleniyoruz.

16.55’te projeksiyonlar açık, ışıklar düşük (1.1) animasyon sahnemizle (1.2) adlı Prosperogil sahnesini Çaykovski-The Tempest eşliğinde eş zamanlı çalışmaya başladık. Selen ayak ezmese de göz çıkardı. 17.42’de Şeref Abi atölyeden rampamızı ve büyük kayamızı getirmesiyle sardı bizi bir neşe. Hemen rampamızı kurduk. Pata küte ayak teptik Yeşim de yemek sahnesinin masasını rampada denedi. Şeref Abi’ye yemek sahnesi masalarını gösterip bir şey daha eklektikten sonra Yeşim (3.3) Napoli 4’lüsündeki Masa 4’lüsü (Gürsu,Münircan,Yaşar ve Ertürk) ‘nün yemek sahnesi koreografisini müzikle çalışmaya başladıklarında saat 18.00’i geçiyordu.

– ka: Olağan üstünden bi tık daha iyiyim.
– Ertürk: Oha!

23.9.2017 – Cumartesi
Saymalı güne açık kala
Haftasonu prova yapmaya mıydık, hazır Hüseyin Abi gelmiş. Oooo dedik şahane mis gibin Prospero’lu sahneleri çalışmak üzre makul bir saat olan 12.24’te (4.1) adlı son sahnenin Napoli 4’lüsü girişinden itibaren, Antonio’nun markesi olarak Münircan’la birlikte ezberimizi alarak provaya başladık. ka’nın, bi daha. bi daha, bi daha, bi daha, bi daha, bi daha demesiyle bi daha aldık.

– ka: Bi daha baştan.

14.25’te Ulaş (asistan) hariç herkes soyunarak bi daha aldıktan sonra (4.1) adlı sahnede de Antonius ve Kleopatra’dan, Antonius-Enabarbus’luk bulduk. Matlarmızı serdik ışıklarmızı kapattık Çaykovski- The Tempest eşliğinde, zihnimizde kendimizi görerek çalıştık. Napoli 4’lüsüne bay bay (1.2) Prosperogil sahnesine hay hay. İnsan hakkında sohbetimizi ettikten sonra, Selen’in (Ariel) keskin dönüşüne çalışmaya başladık. Garibim Yaşar kostümünü giymiş tek başına sahnenin karanlık köşesinde bir oraya bir buraya yürüyordu, daha ne diyeyim. Güzel 2’li bölümünü de çalıştıktan sonra 17.39’da (1.2) Prosperogil sahnesini baştan bi alıp ışıklar kapalı Beethoven-Tempest eşliğinde zihinde canlandırmalarımızı da yapıp 18.55’te o zaman yarın görüşürüz deyip provamızı bitirdük.

Not: ka atladı.

– Hüseyin abi (Şekspir için): Onları seyretmeniz için bunu da anlamanız için yazdım.

22.9.2017 – Cuma
Eylül’ün 22’si.
Saat 11.00’de Yeşim’le ter döküldü, sesleraçıldı, stajyerler Çikin 3’lü ‘feşın’ sahnesi için görseller bulmaya ofise gitti.

14.27’de Yeşim’le Tuğçe keçi zıplamasını çalışmak üzrefuayeye gittiler. Dün Napoli 4’lüsüyle de konuştuğumuz gibi bugün de Çikin 3’lüyle dünkü akışın neden kötü olduğu üzerine konuştuk. Tam da o zamandayız. Ka oyunculara kostümlerin verdiği şaşkınlığın da etkisinin olduğunu söyledi. Sonuçta eşofmanlar gitti pantolonlar, etekler geldi. Oyunun dünkü performansına rağmen tümüyle izlemekten vazgeçirmemesi içimizi ferahlattı tabi. İsteğin hara (karın) bölgesinde olması gerektiği hakkında konuştuk. Tempo ile ritim farklı şeyler dedik. Komedinin kafasının bir değişik olduğu, palyaço netliği ve keskinliği ile ilgilendik. Çikin 3 ‘lü için şarap şişesinin öneminden bahsettik. Seyirciyle çalışacak yerler var tabi dedik. Bu arada Çikin 3’lünün feşın sahensinde giyeceği kostümlerinin geri kalanı da geldi! Konservatuvar anılarımızı anlattıktan sonra Çikin 3’lüye görüşürüz dedik, 16.08’de Güzel 2’liyi (Miranda, Ferdinand) çalışmaya başladık. (2.1) adlı Güzel 2’li adlı sahnesinin çok komik olduğunu düşünüyoruz. Bedendeki arzunun önemi hakkında konuştuk. Bedenden geçmeyen hiçbir şeyi yutturamayız dedik. Ferdinand’ın görev bilincine baktık. Çünkü kral yapmazsa kimse yapmaz dedik. Şekspir’in bütün oyunlarında tanıdığımız duyguları bu oyunda daraltılmış olarak yazması, ulan be Şekspir, bu kadar da iyi yazılır mı ya dedirtti. 17.52’de acık daha hızlı oynayarak sahneyi baştan bi geçtik ve 18.00’de provamızı güzelcene bitirdik. Ka ile Münircan çöp basketi oynarken Münircan’ın hep aynı yere atarak basketi atamaması gözlemlerim arasında yerini aldı.

Kitap: Özgürleşen Seyirci – Jacques Ranciere (ayrıntı)

– ka: Kral Diyır.
– Tuğçe: (Ferdinand için) Şu askerlik bi bitsin.
– ka: Ulanacak oyun var ulanmayacak oyun var.

21.9.2017 – Perşembe
Akşam fırtına çıkması prömier habercisi.

Saat 12.07’de rol isim ebelemecesiyle başladık provaya. Tabi rol isimleri olunca kafalar acuk yanmadı değil. Kendi rolünü söylemeyen mi dersin Antuan diyen mi dersin -ki öyle biri burada yok- çığlıklar, ağızdan çıkamayan isimler, ağızdan çıkan ııeaaaaaa larla isim söyleyemezsek de sesimiz çıksınlar gırlaydı. 12.26’da çıkmalı oynadık ve kazananlar Münircan ve Ertürk, sanırım ekip yine kitap almayı unutacak. Dabanca oyunumuzu da rol isimleriyle oynadıktan sonra Masa 4’lüsü hareketlerini bir geçmek istedi. Hüseyin Abi’nin de gelmesiyle uzun zaman sonra ekip tam kadro (11) prova yapıyor olmanın sevinci ve neşesi içindeydi. Kostümlerimizin çoğunun geldiğinin şahane haberini tabi ki yazmadan geçmeyeceğim. 13.38’de kaya dekorumuzun atölyeye gitmesinden sonra birinci perde birinci sahne birinci replikten provaya başladık.

“Bak işte yaklaşıyor Fırtına”

17.30’da 11 oyuncumuz, hem marke hem esas kostümlerimizle, marke videolarımız, marke ışığımız, hem marke hem esas müziklerimizle baştan sona kesmeden akışımızı alarak provanın kremalı bölümüne geçmiş bulunmaktayız. İlk kostümlü akışımız 2 saat sürdü. Terleyen gömlekler kulise gitti eşofmanlar giyildi Napoli 4’lüsüyle sahnenin zaman kullanımları üzerine sohbetimizi ettikten sonra 21.31’de provayı bitirdik.

– İnanç: Antonio! Benim lan.
– ka: Bunu anlatıp bitiriyorum söz.

20.9.2017 – Çarşamba
Selamlar

Saat 11.00’de Berkay’ın bitirdiği yemek müziği ile Yeşim’le (3.3) masa 4’lüsünü çalışmaya başladılar. Bu Masa 4’lüsü koreografisinin ikinci provası.

Saat 14.29’da Masa 4’lüsü sahneyi çalışmaya başlamadan önce hareket ezberi aldılar ve 14.34’te (3.2) Çikin 3’lü ‘bir efsaneydi efsaneydi senle beraber olmak’ şarkısını söyleyerek çıktı Aağh diyerek (3.3) Napoli 4’lüsü girdi. Bugün marke görsellerimiz de var. Dün çalıştığımız gibi 5 tekrarımızı da alarak 14.48’de Gürsu Gonzalo, Ertürk Sebastian, Münircan Alonso,Yaşar Antonio olarak çalıştı. Halbuse herkesin gözü başkasının rolündeymişmiş. 16.26’da ne zamandır bakmadığımız (2.1) Napoli 4’lüsü sahnesine bi daha üstüne katarak ısındık. Anlamı anladık oynamayı civcivleştirdik.

Ka oyunculara bu sahnenin oynanmasındaki zorluğundan bahsetti. Âdâbımuâşeret içindeler ama birbirlerine laf sokuyorlar ikisinin birlikte gerçekleşmesinin önemini anlattı. Keskin virajlar ve aniliklerin sahnesi dedik. İnanç’ın, faturalarını ödeyeceği sahne ışıkları açıldı. Komedinin ışığı aydınlıktır dendi. Sahnenin formu araştırıldı kahkahalar havalarda uçuştu ne yalan söyleyeyim. 17.12’de Selen provaya jelibonuyla geldi bu davranışı için kendisine 4 gün iyi davranılma sözü verildi.17.16’da sahnenin ritmi duyuldu, oyuncunun yönetmeni ezmesine ramak kaladan bi tık sonra, sahne, baştan, uyku yerine kadar çalışıldı.

Queen’le muhteşemlik bitti dedik, 18.10’da (3.3) adlı Napoli 4’lüsünü ‘uyudukları’ yere kadar tekrarlı çalıştık. 18.17’de baştan Antonio ve Sebastian bölümünü zıplaya zıplaya gözler belertile belertile çalışıldı. Ka, pet şişe ve tibet çanı kasesinden Ziver (abi) yaptı. Bu sahnede daha önce Iago’luk sezmiştik yine sezdik. İnanç, Kaan’ı sonunda çıldırttı, 20.00’de baştan, kestirtmeden, sahnenin akışı alınaraaak 20.36’da provayı bitirdik.

Sürçülenler

Kadın erkesi.

19.9.2017 – Salı
15 gün kaldı.

Çünkü salı günüydü ve çok şükür saat 10.30’da yoga yapmamak için hiçbir nedenimiz yoktu biz de yaptık. Tadasana.

12.13’te ses çalışması yapıldı. Günün oyun oynatanı Tuğçe istop oynatmak istedi ama biz top kullanmıyoruz malum spotlarımız var. O nedenle topsuz ekle kelimeyi, kur mantıklı cümleni oyununu oynattı. Ekibin birlikte kurdukları ilk mantıklı cümle; köle sabah erkenden çöle doğru giderken birden deveyi tepti. Hareket eklenerek bir tur daha döndükten sonra hikaye anlatanı, yansılama, oyununun üstüne İnanç provaya geldi oyuna katıldı. Münircan aksesuar bile yansıladı.

14.06’dan sonra Yeşim dünden dansçı markeli çalıştığı (3.3) adlı Napoli 4’lüsünün içinde masa 4’lüsününde (Gürsu, Münircan, Ertürk,Yaşar.) bulunduğu yemek sahnesi koreografisini bugün öz hakiki “masa 4” lüsüyle çalıştı. Tekerlekli masalarımız, yarı kostümlerimiz, biri esas üçü marke maskelerimiz hep bizimleydi. Selen’in tepe kamerası (göz) denendi. Bu sırada Bengi Napoli 4’lüsüne cicilerini denetti. Stüdyo’da ise Tuğçe keçi zıplamasını Lisa Hannigan eşliğinde çalışıyordu.

Fırtına var Şekspir’den.

Saatlermiz 15.48’de (3.3) adlı Napoli 4’lüsü yemek sahnesinin ezberini şöyle bir geçtikten sonra başladık çalışmaya. Bu sahneden bi önceki sahne Çikin 3’lünün ikinci sahnesiydi. İki sahne arası geçiş enerjisi arasındaki farka baktık. Şekspir’in işi dedik. Napoli 4’lüsünün bu sahnedeki enerji değişimlerine baktık. Abi oradan girin buradan çıkın onlar da buradan gelecekler dedik. Alonso’nun iktidarını kaybettiğinin aymasını yaşadığını fark ettik. Masa 4’lüsü bölümünü Batının doğuyu sömürme bakışına benzettik. Hapur hupur sömürgecilik. 16.38’de Berfin ‘Der Sturm’ provamızı izlemeye geldi. 18.14’te baştan sona (3.3) adlı Napoli 4’lüsü yemek sahnesini dansıyla müziğiyle mikrofonuyla kesmeden 5 tekrarını aldık. Çikin 3’lü her tekrarda farklı bir şarkıyla kendi sahnelerini bitirdi Napoli 4’lüsü girdi. 5 kesmeden tekrarımızı kesmeden 5 kez aldıktan sonra 19.24’te provayı bitirdik.

19.43’te Yeşim’le (4.4) adlı son sahnedeki Napoli 4’lüsü yürüme koreografisi marke Prosperoy’la (Can) çalışıldı. Kafalar döndü çat diye, bitti 20.30’da prova.

Sürçülenler

Övgünü sona bakla bakalım sen.

– İrfan abi: Kameradan taç yapalım ona.
– ka: Aç Alonso, Gonzalo’nun sözünü dinler.
– Siri hanım sesi: Bağlantı ile ilgili sorunlar yaşıyorum.

18.9.2017 – Pazartesi
İki gün tatilliydik.

Dünden hazırlanmış olan EKGR’den bildiğimiz meydan sahne seyirci oturma platformu kuruldu,perdemiz asıldı;yemekten sonrada asistanı,oyuncusu,stajyeri,yönetmeni hep beraber karpuz usulü sandalyeleride dizereeek oyun alanımızı neredeyse tam kurmuş olduk. Artık ısınmadır,yogadır,oynamadır hepsi meydan sahnede. Enerji göbeği.

Saat 11.04’te spor ayakkabı eşliğinde (çünkü yer beton) Yeşim’le pilie in röleve düzelerek ısınmaya başlandı. Ardından Girl Gone Wild adlı şarkı eşliğinde ikişerli gruba ayrılarak 8 adım sağ sol sek sek sek sekerek kalçalar kıvırıldı. Gürsu yükseleni başak olmasına rağmen yine çok iyiydi.

-Yeşim: Hepsi güzel kıvırıyor.

Selen’in tekken yürüyüşüne benzettiği tekmeli jumplı yürüyüş yapıldı. Tuğçe’nin keçi gibi zıplamasına ön hazırlık kendisi.İlginç bir şekilde kimse kimseye tekme atmadı. İki popoluk matlarımızı serip ayakkapları çıkarıp ayaklar havada oturularak mekikler çekilirken ne karın kasları yandı. Streçimizi de yaptıktan sonraaa saat 12.13’te perde arkası ses çalışması yapıldı. Detone olanlar yok değildi. Bugünün oyun oynatanı Münircan 12.21’de Mezdeke-Ya El Yelil şarkısı eşliğinde sandalye kapmaca oynattı. Hırs yapanlar arkadaşını kandıranlar çakallık yapanlar gırlaydı. Kazananımız Münircan. Baktık zamanımız var dıkşın dıkşınlı silah oyunumuzu oynadık kazananlarımız Selen ve Münircan (yine). Sayı saymacada hedef 50 idi ulaşılamadı,olsun. (2.2) Çikin 3’lü sahnesini Tuğçe Caliban, Selen Trinculo ve Münircan Stephano olarak geyikledik. Tuğçe’nin Caliban performansı gözlerden kaçmadı. İkinci Çikin 3’lü sahnesinde kızlar rolleri değişti. Kaan Stephano’yu oynarken tonlamalarına kadar aynı yapması ve eklediğimiz lafları bile ezberlemiş olması Gürsu’yu biraz telaşlandırdı. (1.2) adlı Prosperogil sahnesini Tuğçe Caliban,Yaşar Miranda olurken Gürsu yine Prospero oldu. 15.48 Tuğçe Yeşim ile keçi gibi sekme çalışması için stüdyo sahneye gittiler bizde burç sohbetimizi yaptıktan sonra esas Çikin 3’lünün üç sahnesini de yarı kostümlü çalışmaya başladık. 16.12’de ilk kayamız geldi biraz sonrada Almanya’dan datlı Berfin (asistan) ziyaretimize geldi tanıyanlar çok sevindi tanısalar tanımayanlarda çok sevinirdi.17.56’da Mezdeke eşliğinde Sare (yaş 4) ile önce ‘don’ oyunu oynadıktan sonra ‘A Ram Sam Sam’ dansını yaparak provayı İzmir Marşı’yla bitirdik.

-ka: Sadece gözlerimizi kırpabiliyoruz di mi?
-Sare: Bi de nefes alabiliyosunuz.

15.9.2017 – Cuma
The Tempest

Bugün 11.03’te Yeşim’le ısınarak provaya başladık. 1,2,3,4,5 sağ kol hop kaldır vee swing böyle şeyler yapıldı. Meksika dalgasının jump’lı ve jump’sız modern dans versiyonu yaptık. Alkışlı yürüme çalışmamızı yaptıktan sonra tabi ki Rihanna ile topuklar yerden kalkmadan pilielemeyi de ihmal etmedik. Hayırlı bilgi olarak: nefes nefese kaldın mı yürü, duvarda esnemeler yapıldı kah beller duvara geldi kah popolar duvara deydi bacaklar açıldı. Canlar çok yandı çünkü kaslar çalıştı. Daire olarak yerde hazır ısınmış kasları esnetmeye devam ettik.

– Yeşim: Nasıl hissediyorsun?
– Ziver Abi: Acıyo.

12.10’da tişört değişiminden hemen sonra bir ayrılıık şArkısı seeeeç sessizce çal benim için söyleye söyleye ses çalışmasına geçildi ve dudaklar titreterek başlandı. Bugünün oyun oynatanı Hüseyin Abi olmadığı için gönüllü olarak Gürsu ‘kabak’ adlı oyunu oynattı. Yanana küçükken dalınırken bu sefer minnoş minnoş vurulur gibi yapıldı. Kazananlarımız Münircan ve Yaşar. Ev arkadaşlığı kazandı! İçinde Corç flu mavinin de bulunduğu uydur-ekle oyunumuzu oynadıktan sonra sayı saymacada yine 41’de yanarak ah bee! diyip yemek yemek üzre fuayeye çıktık.

14.05’te sahneye inildi sohbet edildi. Bu oyunda her şeyin gerekçesi var ha dendi. Bu oyunda animasyon var demiştim. Ethem Onur Bilgiç’in yaptığı henüz tamamlanmamış halini Tchaikovsky – The Tempest eşliğinde seyreyledik. Yaklaşık 3 dakika, olacak resmen kısa film. Bengi Çikin 3’lünün feşın sahnesinde giyecekleri kıyafetlerin çoğunu getirdi biz de hemen markeleri katladık kostümleri astık. 14.29’da animasyonumuz yuvarlağımızda, Tuğçe’nin üstünde getirdiği marke Miroş elbisesi, ayağımda oyunda kullanacağı pabuçları, bir marke Prospero şahikası Gürsu,Antonio’da Münircan ilen (1.2) adlı Prosperogil sahnesindeeğn neredeyse sonuna kadar akışvari provamızı yaptık. İlginçtir saat tam 17.00’de dünden önceki gün okunması gereken ama ekibin yarısı okumadığı için bir gün daha süre verilen ve tüm ekibin okumuş olduğu Mukavemet dergisinin eylül sayısındaki Fuat Ercan’ın, Kabuğu Kırın, adlı yazısını Fırtına’yla ilişkilendirerek konuştuk. Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder.” 18.07’de İKSV’den Selçuk bey geldi festival için iki kuple bişeyler istedi, ve yapıldı. Prova bitiminde bütün meyveler bitmişti.

Sürçülenler

Cadı kölü.

– ka: Onun sesi ta kendisi
-Yeşem: Geri gelmiş demek.

14.9.2017 – Perşembe
Güne aydık.

10.30 Yeşim’le sabah yogasından sonra 11.56’da Tuğçe ve Selen’le ses çalışmasına geçildi. Bugünün oyun oynatanı Selen, oyununu oynattı yanlış duymadıysam ‘Beyin Tavı’ oyunun adı.

Ekip oyunlarının bir klasiği olarak daire oluşturuldu herkes sağındakine önce isim isimler bitince gün, ay ve sayı da eklenerek tur döndü. Amaç yanındakinin duyduğundan emin ol. Oyunun kazananları Selen ve Tuğçe. Yap, ekle, öğret, yapsın oyunumuzu da oynadıktan sonra saat 14.10’da ‘’far söndür araç terk et’’ diyerek Güzel 2’li, Ariel ve Trinculo’yu çalışmak üzre ekibin geri kalanına yarın görüşürüz dedik.

14.25’te Selen kostümünü giydi ve patenini taktı, Ariel’in tiradına çalışmaya başladık. Bugünki Prospero Ertürk. Prova notu hatırlatması olarak; Ariel ve Prospero’nun bütün olduklarını düşünüyoruz. Ariel aslında yok. Ariel’in en az Prospero kadar kuvvetli olduğunu konuştuk. Ariel’in kuvveti fantastik olanı yapmakta yatıyor. Uç deyin uçuyor yüz deyin yüzüyor. Zihnin varlığıyla Ariel’in ‘havamsılığı’ aynı dedik. Fizik kuvvetinden daha kuvvetli zihin. Ariel’in soytarılığına da baktıktan sonra tekrarımızı aldık ve 14.45’te Can’ın (asistan) Caliban’ı markelemesiyle (3.2) Çikin 3’lü adlı sahnemizden negatif soytarı , şarlatanTrinculo’nun tiradına çalışmaya başladık. Manipüle edilmiş duyular bilgi için yeterli değildir dedik. Kötü bir kokuya dair minik bir izlenim için kırtasiyeden osuruk bombası aldık. Eskiden daha güzel kötü kokuyordu bunlar dedik. Saat 15.53’te Trinculo’nun tiradının provasını bitirip 16.12’de Güzel 2’li ‘odun sahnesi’ni Ferdinand’ın tiradıyla çalışmaya başladık. Stajyerlerden kralla dalga geçmelerini istedik, öyle çalıştık. Parmakla gösterip gülenler, hamal kral diyenler mi olmadı. Miranda’nın babasının emrine karşı gelişiyle Ophelia’nın aksine bu kadın delirmeyecek kendi ayakları üstünde durabilecek dedik. Ophelia’dan daha özgür bir kadın Miranda. Oyunda geçen et sineği üzerine Gamze (asistan) bize miyaz hastalığının tarihçesini okuyarak ekipten ‘slowclap’adlı alkışı aldı. 16.40’ta bir daha çalışırken Ferdinand’ın formuna baktık. Verdik Münircan’ın sırtına bir küp (masa-sandalye yazan) kısa süre öyle çalıştık. Masumiyet hep var dedik. Miranda’nın keçi gibi sekebilmesi için Yeşim’e bir not düştük ve tekrarımızı alıp Güzel 2’linin provasını bitirdik.

– ka: Aşkın sekişi.

Ka stajyerlere ( Asena, Hayriye, İpek, Muhammed (Muho), Selen, Sevcan) kafalarındaki Fırtına ile gördükleri Fırtına hakkında ne düşündüklerini sordu. Kişi başı 3’er dakikalık süreyle sohbetimizi ettikten sonra saat 18.22’de provayı bitirdik.

(Trinculo’yu çalışırken)
– ka: Ahmaklık düzeyi bilgiçlikle kurulabilir.

13.9.2017 – Çarşamba Çarş.
11.02’de ısınmaya jelibon yumuşluğunda salına salına yürüyerek başlandı. (4.1) adlı son sahnedeki Napoli 4’lüsünün yürüme sahnesi içinde bir egzersiz kendisi. Ardından omuz danslı ısınmalar, sağ, sol şak şaklamalar, hatırlamalı swing, hatırlayıp Fuat-Geri Geldi’li swingler, Rihanna’lı pilieler ve hazır sıcakken bi güzel esnedikten sonra 12.05’te ses çalışmasına geçildi. Ninaninamin’aha kablo gitti. Bugünün oyun oynatanı Ziver Abi oyunlarını oynattı. Gürsu gibi Ziver Abi de hazırlıklı gelmiş. Aynı ritimde yürümeye başladıktan sonra içlerinden 4 ‘e kadar sayıp 1’de el çırptılar yetmedi 1 ve 3 ‘te el çırptılar ve bu değişerek devam etti. Yine sayılı bi kol başka bi kol başka oyununu oynadılar. Senkronu tutmayan o kollar ah o kollar… Bak bu sarı top teşekkür ederim sarı top bak bu mavi top’lu oyunu oynadık. Sayı saymaca oyununda bugün 40’a kadar gelindi kendilerini tebrik ettik. 14.17’de önce Gürsu sonra Münircan, Prospero’yu markeleyerek (1.2) adlı sahneden teee (4.1) adlı sahne de dahil olmak üzere akışımızı aldık. 16.14’te akışımızı bitirdik ve Alpör ziyaretimize geldi.

– Münircan: Son söz. (es)

Napoli 4’lüsünü çalışmak üzre ekibin geri kalanına yarın görüşürüz deyip 16.33’te (2.1) adlı sahneyi çalışmaya başladık. Sebastian’da biraz teflonluk olduğunu fark ettik. Gonzalo’nun ‘rağmen’ konuşmasına baktık. Herkes birbirinden nefret ediyor o yüzden de örtük bir öfke örtük bir dil dedik. Kibar batılılar. (1.1) Lostromolar sahnesindeki Gonzalo ile bu sahnedeki Gonzalo için demek ki hiyerarşi pozisyonlarını iyi tartan bi abi de aynı zamanda dedik. Gonzalo’nun örtük öfkesinin oyununa baktık yeni yeni şeyler bulduk. Antonio’nun Sebastian’ı ikna etme bölümüne bakarkene Deleuze’ün hayranlığından, gözün görme mesafesinden bahsettik. 18.08’de Bülent elinde muzlar mandalinalar eklerler hayırlı olsuna geldi. Antonio ve Sebastian bölümünün tekrarını aldıktan sonra 19.27’de provayı bitirdik mandalina yemeye devam ettik.

Gonzalo için: sürecimi kesenin tavuğunu keserim.

– ka: Bunların hepsi komedi.


12.9.2017 – Salı
Efenim

Bugün 10.30’da günaydın 11.15’te namaste 11.58 ‘yahAhahaHaaa’ dedik.12.13’te bugünün oyun oynatanı İnanç, oyun oynatacağını unutmuş olsa da kendisine hatırlatıldı ve hızlı bir kararla ‘BOM’ adlı oyunu oynattı. Ardından moda sahnesi’nin ‘eller çarpraz’ oyunu oynandı. 12.34’te dıkşın pişuaaa sesleriyle silah oyunu oynandı ve 25’e kadar saymaya çalışıldı 23’e gelindi. Kazananlarımıza kaybedenlerden toplanan 5’er liralarla; Mürsel Abi ve Kaan’a birer, iki oyunu da kazanan Gürsu ve Selen’e ikişer adet kitap alındı. Güle güle okuyacaklardır.

14.05’te Çikin 3’lü (4.1) feşın sahnesini çalışmak üzre Yeşim’le stüdyo sahneye gittiler. Biz de (2.1) adlı Napoli 4’lüsünü çalışmak üzre şöyle bir ezber alarak provaya olduğumuz yerde devam ederken Selen de ukulelesiyle kısık sesle şarkısını çalışmaya başladı. Ezberimizi bir de iki kat hızlı konuşacak şekilde alalım dedik. Üstüne yürümenin hızı konuşmanın sesi olan yürümeli ezber çalışmasını yaptık.14.24’te o diyaframlar hoplaya zıplaya konuşarak çalışıldı. 10 saniye soluklandıktan sonra 14.32’de bu sahnede Napoli 4’lüsünün tek tek kendi rollerinin burada -adada- bilincinde oldukları ya da içinde oldukları hislerinin ne olabileceği hakkında konuştuk. Deşifrelerimiz metinde izi olan şeyleri takip ederek devam etmeye devam edecektir.

Şekspir dedektifliği

Napoli 4’lüsünün kendi aralarındaki ilişki farklılıklarını inceledik. Alonso’ya statü bakımından kimin ne kadar yaklaşabileceğini konuştuk. Sebastian aileden biri olduğu için acık daha yakındır dedik. Yönetici sınıfın bedenini inceledik. Çikin 3’lüyle Napoli 4’lüsünün komedilerinin farklı olduğunu konuştuk. Komedinin bi de böylesi Napoli 4’lüsü. Üzgün ve yorgun Kral Alonso’nun kaybın can sıkıntısından olan öfkesini fark ettik. Duygunun bedene yaptığı etkiye ve ritmine baktık.

– ka: Kazanın da bir dinamizmi vardır, şok dinamizmi.

Sahnede ki -eş zaman değil- art zamanlı oyunlara baktık. Gonzalo’yu söyleneni çakar ama çakmaz gibi davranan mahalle abisine benzettik. Devlet tiradının aynı zaman da örtük bir kavga olduğunu fark ettik. Örtük, çünkü statü bunu gerektirir. Belagatın imkanı.

Tekrarımızı aldıktan sonra 16.56’da Berkay geldi Selen’le Ariel’in ‘uyan’ adlı şarkısını çalıştılar.
– Selen: fa fa do
– Berkay: pam papa pam papa pam

Antonio’nun ikna sahnesinde hem Othello hem Macbeth oyunlarının izlerine dikkatlerimizi çekti Şekspir. Kendisinin çok eğlendiğini düşünürken biz de eğleniyoruz. Sahnenin komedi dozunu dinamiğini arıyoruz, deniyoruz, buluyoruz, değiştiriyoruz, dönüştürüyoruz, keyifleniyoruz. Prova sürecinin ‘ince iş’ bölümüne geçmiş bulunmaktayızz.

18.58 bitti.

– Yeşim: Yoga yapana Yogi deniyor.
– ka: Yapmayana?

Antonio ve Sebastian sahnesini çalışırken;

– Kaan ( İnanç’a): Ya bi sus
-İnanç ( Kaan’a): Ya bir dur.

11.9.2017 – Pazartesi
Hellü,

Bugün saat 11.00’de Hüseyin ve Ziver Abisiz, Yeşim’in “Tuğçeeee” diye seslenişiyle sağ ayak sol omuz dansını şöyle bi hatırlayalım dedik 11.00’i 2 geçe İnanç’ın provaya gelişini alkışlayarak kutladıktan sonra hatırlayarak devam ettik.

-Kaan: Vay be, bugünleri de mi görecektik.

Dört dört yine dört diye başlayarak Usher eşliğinde dans-ısınmamıza devam ettik. Swingler mi yapılmadı ,T.A.T.U eşliğinde şınavlar çekilip plankte mi durulmadı. 11.59’da tişörtler değişti ve “bir zamanlaar benn dee deli gibii sev diiim,o bana dert ben onaaaa mut lu luk verdiiİm” sözlü şarkıyı söyleyerek ses açma çalışmasına başlamış bulunduk. Bugünün oyun oynatanı Mürsel Abi oyununu oynattı, ardından katil-polis oynandı. Uydurma isim oyunumuza meyve de ekledik. Kırmızı bazen meyve yerine de söylenirmiş onu öğrendik. Sayı saymacamızı da oynadıktan sonra 13.20’de ’20’ diyerek ısınmamızı bitirdik.Yemeğimizi yedik, dışarıda oturduk.

14.31’de Ka, Yeşim’e Ferdinand’ın koluyla olan hareketin nasıl olması gerektiğini anlattı Münircan ve Yeşim çalışmak üzre stüdyo sahneye,Çikin 3’lü (Stephano/Gürsu,Caliban/Yaşar,Trinculo/Ertürk) ezber tazelemek içün yukarı geçtiler. Biz de Napoli 4’lüsünü çalışmaya başlayacaktık ki Mürsel Abinin verdiği pası çok iyi değerlendiren Napoli 4’lüsü tam olarak 3 saat oyun hakkında konuştuktan sonra; “eski sabit-kaos-yeni varlık-eski sabit-kaos Şekspir’in döngüsü” dedik ve 17.27’de Yeşim son sahneyi (4.1) çalışmak üzre Napoli 4’lüsüyle stüdyo sahneye geçtiler. 17.33’te (3.2) adlı Güzel 2’linin ikinci sahnesi olan ‘odun sahnesi’ni çalışmaya başladık.

– ka: Öyle bir volüm ki ya yavaş ya çok hızlı.

18.17 Güzel 2’li gitti Çikin 3’lü geldi. (2.2), (3.2) ve (4.1) feşın sahnesini sırasıyla çalışmaya başladık. Caliban ve Trinculo’da sürekli bir haset ilişkisi olduğunu fark ettik. Serdar Ortaç gibi Seren Serengil’in de söylediği Bu Gecenin Hatrına, Tarkan – Kuzu Kuzu , Johor – Zapin Ya Salam (stajyer Muhammed’in-kendisi malezya’dan geldi- yöresel şarkısı) ve Kardeş Türküler- Kara Üzüm Habbesi eşliğinde göbekler atıla, toz dumana katıla, halaylar çekile hatta Gürsu oyuncak silahla havaya ateş bile ede, provayı 19.30’da bitire.

Kısa Film: Reines d’un jour-Pascal Magnin

Kitap:Devlete Karşı Toplum-Pierre Clastres (ayrıntı), Cuma ya da Pasifik Arafı-Michel Tournier (ayrıntı)

-Gürsu: Bazen dalga geçtiğini düşünüyorum.

9.9.2017 – Cumartesi
Merhabayıp

Sahneye bir indik Yaşar ve Münircan şınav çekiyorlardı. 13.46’da Selen kostümünü giyerek mikrofonu ve şarkılarını denemeye başladı. Yaşar Gariban bedenini çalışmaya başladığında Münircan ve Tuğçe de Güzel 2’li odun sahnesini çalışıyorlardı.

Çocuk izleyenlerimiz Nevâ, Defne ve Ahenk de bizimleydi. 14.25’te (1.2) adlı Prosperogil sahnesinin ezberini alırken Nevagil de fuayeye ebelemeç oynamaya gittiler. 14.56’da bakalım dedik. Miranda, teee bebeliğinden beri adada olduğundan, babasının anlattığı hikayeyi, durumun kötülüğünü fark edip, tanımadığı için filme kapılmış gibi dinleme haline baktık. Harikulede bir muğlaklığın içinde biranda, Miranda. Ariel’in tiradına bakarken gemicilerin dışında herkesin gemiyi terk ettiğini fark ettik. Anlatımını Boch’un tablalolarına benzettik. Bu oyunda büyü var.

17.56’da Şeref Usta (marangoz) Napoli 4’lüsünün yemek sahnesindeki masayı getirdi. Yeşim şöyle bir tarttı. Şeref Usta, masayı, tekerlek takmak için geri geri götürmek üzereydi ki dün gelemeyen İnaç (Antonio, Prospero’nun kardeşi) bugün provaya geldi. Ziver Abi, Kaan ve Münircan kostümlerini denediler. Asistan Gamze’nin yaptığı cup cakeleri yedikten sonra 18.20’de ilk defa tüm ekip burada ve kendi rolünde olarak (4.1) adlı içinde Çikin 3’lünün feşın sahnesinin de bulunduğu marke daire ışığımızla ‘son sahne’yi çalışmaya başladık. Baştan bir şöyle aktık. Kafalar hep Prospero’da olacak şekilde Yeşim’in ikinci koreografisinin bi çeşit bedenen ön okumasını yapmaya başladık. Çikin3’lünün girişine kadar birkaç kez tekrarımızı aldık ve yeni yeni şeyler deneyip keyiflendik. 19.40’ta Çikin 3’lünün çıkışından başlayıp 20.00’de (4.1) adlı son sahnenin provasını bitirdik ve öğlen çalıştığımız (2.1) adlı sahneyi bir daha çalışıp 20.46’da pazartesi görüşmek üzere provayı bitirdik.

– Hüseyin abi (Ariel için): Bir oraya bir buraya atmam lazım.
– Selen: Tabi tabi.

8.9.2017 – Cuma
Bugün saat 11.01’de İnançsız ve Hüseyin Abisiz, Yeşim’le omuzlar ve bedenler bir sağa bir sola gide gele ısınmaya başladık. Dans-ısınmamıza zig zaglar da eklendi, şaşırıldı. Rihanna eşliğinde dansımızı ettik, pilielendik, Jump adlı dansımızı tekrar hatırladık. Bol bol hareket edildi. Bravo, Gürsu sesleri eşliğinde devam ederken Bengi Alonso’nun bastonunu getirdi. Beyonce, Madonna ve Cengiz Özkan hep bizimleydi. Ardından sesler de açıldı. Saat 12.03’te bugünün oyun oynatanı Yaşar ‘don’ adlı oyunu oynattı. 12.35’te Ornitorenk Raci’nin de bulunduğu uydurma isim adlı oyunumuzu oynamaya başladık bu sefer bir de ülke ekledik.

-Yaşar: Raci, Yerebatmaz
-Gürsu: Abi diyeceksin.

14.09’da Erkin Koray’dan-Hayat Katarı adlı şarkıyı dinledikten sonra 14.24’te de saçmalama oyunumuzu oynadıktan sonra 14.42’de Napoli 4’lüsü ve Çikin 3’lü (4.1) son sahneyi çalışmak üzre Yeşim’le birlikte fuayeye gittiler, biz de (3.1) adlı Güzel 2’li sahnesini çalışmak için büyük salondan ayrılmadık..

Ferdinand’la Miranda’nın ikinci sahneleri bu, aynı zamanda. Üst anlam aşkın gücü, alt anlam aşkın eziyeti dedik. Ferdinand’ın tiradını çalışırken nedenlerini araştırdık nitekim bulduk. Hamallığa spor benzetmesini yapıyor, çünkü krallık gibi bir engeli olduğu için üstüne giydirmeye çalışıyor dedik. Aşk insana neler yaptırır be! Aşkın tazeliğinin enerjisi üzerine konuştuk. 15.40’ta tekrarımızı aldıktan sonra 15.56’da bu sahneyi bitirdik, (4.1) Çikin 3’lünün feşın sahnesiyle provamıza devam ettik.

-ka: Şekspir’in tek kavuşan çiftisiniz kıymetini bilin.

Saat 16.03’te Çikin 3’lünün üçüncü sahnesi olan (4.1) adlı sahneyi çalışmaya başladık. Caliban, Stephano ve Trinculo’nun ilişkilerindeki dönüşümü inceledik. İkinci tekrarımızı bu sefer orta kapıdan girerek baştan sona çalışmaya başladık. Caliban’ın konuşmasındaki değişimi fark ettik. Alkol yok, iktidar yok dedik.16.50’de provayı bitirdik. Aynı saatte Yaşar (Caliban) ve Yeşim ilk sahnede ki işkence bölümünü çalışmaya başladılar.

7.9.2017 – Perşembe
Eylül 7’si,

Saat 10.30’da başlayacak olan ‘sabah yogası’na Kaan’ın geç gelmesi sebebiylen 11.00’de başlandı. Artık salı ve Perşembe, güne Namaste deyip başlıyoruz. Yogada olan yogada kalır diyoruz.

12.18’de ses çalışmasına geçildi ve ben bugün de Mine’nin (Ofis) yanına bilgisayarda düzeltme yapmaya gittiğim içün asistan Gamze’nin notu: saat 12.35’te Kaan oyununu oynatmış kendi dilimle yazmış olmayacağım için İşte! Kazananlar Selen ve Kaan. Kendilerini tebrik ediyoruzdur. Geldiğimde ‘pilot-dalgıç’ adlı bir oyun oynayıp gülüyorlardı. Bugün Hüseyin Abi geldi ‘hoş geldin abi’ dedik ‘hoş bulduk çocuklar’ dedi. Saat 14.21 sularında (4.1) adlı bütün oyuncuların sahnede olduğu ilk sahneyi ellerimizde yeni tekstlerle çalışmaya başladık. Kah yeniden attık, kah hazır atılmışı –yanlışlıkla koyduğumdan- tekrar attık.İnanç bugün provada olmadığı için Münircan Antonio’yu markeledi. Bu arada,Yeşim (4.1) adlı sahnede Çikin 3’lü ve Napoli 4’lüsü ile ‘sel gibi yürüme’ çalışacak.

15.51’de yere tebeşir yordamıyla daire çizdikten sonra bir de öyleli çalıştık. Bu oyunda şive yok, daire var. (4.1) adlı sahneyi çalışırken bir oradan girilidi bir buradan, bir böyle yapıldı bir şöyle. Bu sahneyi ilk çalışışımız tabi ki doya doya denedik. Dikkatlerimiz Şekspir’e çekildi ve Antonio’da balık diyor dedik. Deşifrelerimiz devam edecektir. Son ‘şarkı’yı dua gibi düşündük. Saat 17.50’deTuğçe ve Hüseyin Abi ilk kostümleri olan ayakkabılarını giyip provaya öyle devam ettiler.Bu arada iki tane daha müzik aletimiz oldu. Deniyoruz.

Hakiki Prospero’lu (1.2) adlı sahnemizi, Selen’in, ‘adını yarın öğreneceğim enstürman’ı eşliğinde Münircan’ın tibet çanı sesi markesiyle anımsamayarak çalışmaya başladık. Ariel’de biraz Puck’lık olduğundan konuştuk.(bkz. E.K.G.R) Bu sahne kendi içinde bölümlere ayrılıyor; Prospero-Miranda, Prospero-Ariel, Prospero-Caliban-Miranda, Güzel 2’li ve Caliban hariç hepsi. Mis gibi çalışıp tekrarlarımızı aldıktan sonra saat 20.41’deprovayı bitirdik.

Not: Ariel çıkar, Caliban girer.

-Ferdinand: Boğulan babamın anısına bu tatlı ezgi.
– ka: Kesin.

6.9.2017 – Çarşamba
Sabah şerifleriniz hayrolsun.

Bugün saat 11.00’de tren şeklinde masajlaşarak başladık ısınmaya. Ardından, daire oluşturup hiçbir şey yapmadan durmaya çalıştı oyuncular. Mekikler ,boksçuluk, Nil Karaibrahimgil ve Yann Tiersen eşliğinde ‘dans-ısınma’ çalışmalarımızı yaptık. Dizden aldık hareketi ve titremeye başladık. Kaan’dan backstreetboys isteği geldi. Çalınmadı. Saat 12.10’da değişen tişörtler eşliğinde ses çalışması yapıldı. Bugünün oyun oynatanı Ertürk, bildiğimiz ebelemeç oynatırken ka rol isimleriyle oynamalarını ve yananın çıkmasını söyledi. Öyle oynadılar. En çok söylenen isim Sebastian ve Stephano’ydu. Tuğçe’nin ‘Arieeeeel’ çığlığı kulaklarımızdan silinmedi. Ardından dün oynadığımız uydur ekle adlı oyunumuza bir de üstüne kent ekleyerek devam edildi.

– Ziver abi: Manhattan, Morocco tamam Malatya.

Saatlermiz 14.09 olduğunda ka 1’den 14’e kadar herkesin içinden bir sayı tutmasını istedi. En çok tutulan sayımız 7. Saçmalamaca oyunumuzla provaya devam ettik. Düşen olmadı çok şükür. Dıkşındıkşın oyunumuzu sürekli yer değiştirerek oynadık bu sefer Yeşim Hoca da hakemlik yaptı. Oyunun kazananları Ertürk ve Mürsel abi. Daireli sayı oyunu oynattı ka. 1’den 20’ye kadar saymaya çalışacak oyuncular aynı anda söylerlerse başa dönülecek kendisi bir çeşit konsantrasyon oyunu 18’e geldiler maşallah. Yemeklerimizi yedik kimi çay içti kimi kahve saat 14.29’da Gürsu Prospero’yu markeleyerek baştan bi çalışmaya başladık. (1.2) adlı sahnenin içinde olan Güzel 2’li sahnesinin yürümesini dün Yeşim’le çalışmışlardı. Bugün biraz daha yavaş yürümeleri gerektiğini söyledi, bir daha çalışacaklar. Ka oyunculara aklınız koşuyor, dünyadan bir yürüyüş değil diye hatırlatmalarda bulundu.

Babaya rağmen hareket.

15.17’de Berkay, Napoli 4’lüsünün yemek sahnesinin müziğini getirdi kapadık ışıkları verdik müziği dinledik. Yeşim’de bacağını bir oraya bir buraya atarak koreografi düşündükten sonra 15.25’te Napoli 4’lüsünün ilk sahnesini (2.1) önce melodik konuşarak sonra stakato nefesle konuşarak ardından cıbırca konuşarak çalışmaya başladık. İnanç gelene kadar Ertürk Antonio’yu markeledi. Ka oyunculara ödev verdi, her cümlenizde bir kelimeyi seviniz. Evde çalışıp gelecekler. Malzeme topluyoruz. Bakıyoruz deniyoruz, neden denemeyelim ki.

Bu oyundaki her an çok ciddi. Ciddiyeti bırakıp komediye gitmek yerine ciddiyetin içinden komediyi bulmak gerekiyor.

Saat 16.45’te Napoli 4’lüsünü sigara içmeye yolladık Çikin 3’lünün ikinci sahnesi olan (3.2) ‘yi çalışmaya başladık. Grotesk olanı açmaya çalışıyoruz. Bir beyaz bir beyazın üstüne gidebilir yerli olanın beyazın üstüne gidebilmesi için bir krala ihtiyacı var yazık be dedik. Hakikati nasıl anlatsak etkili olur? üzerine sohbetimizi edip, 19.06’da provayı bitirdik.

– ka: Hanım karakter geldi.

5.9.2017 – Salı
Güzel günleriniz güzel olsun.

Bugün saat 11.00’de İnanç ve Hüseyin Abisiz 9 kişi Yeşim’le paralelden bir tık daha geniş olan ayaklarla ısınarak provaya başlandı. Ardından gardlar alındı havalara yumruklar saçıldı ve Rihanna eşliğinde dünkü ‘dans-ısınma’ çalışmasına başlandığı esnada ka gözlüğünü takmış son sahneye platin makas atıyordu. Ben bilgisayarda düzeltmek için yukarı çıktığımdan o arayı kaçırdım ama şunlar olmuş: Sesler açılmış, bugünün oyun oynatanı Tuğçe oyununu oynatmış ve kimse kafasını çarpmamış sanırım. Saat 12.21’den sonra bir çeşit hafıza oyunu oynatmaya başlamış ka. Biri bir isim uyduruyor yanındaki hem onunkini hem kendisininkini söylüyor ve böyle eklenerek devam ediyor. Ardından soyadlar, renkler, hayvanlar, sayılar ve rakamlar mı eklenmedi. İzzet kimdi? diye sorulup ‘yavruağzının’ diye cevaplar mı alınmadı.

– Selen: Kızı görünce yapıştır Hatice’yi.

Yemahlarımızı yedikten sonra dün oynadığımız hareket-melodi , dıkşın dıkşın ve saçmalamaca adlı oyunlarımızı oynayarak provamıza devam ettik. Gürsu ve Ertürk yine kazandı Mürsel Abi yine düştü. Saat 14.45’te Güzel 2’li sahnesinin yürümesini çalışmak için Münircan ve Tuğçe, Yeşim Hoca’yla fuaye ye gittiler, Napoli 4’lüsü İnançları olmadan ezber çalışmaya yukarı çıktılar bizde büyük salonda (2.1) adlı Çikin 3’lünün ilk sahnesini çalışmaya başladık. Prova sürecimizin ikinci bölümü olan ‘ballandırma’ bölümüne geçmiş bulunmaktayız.

Achtung ! Bu sahnede ‘Fırtına’ var.

Trinculo’nun gözlerinde batılı bir belirlenmişlik olduğunu konuştuk. Eğer ki Gonzalo pozitif soytarıysa Trinculo negatif soytarı dedik. Ertürk (Trinculo) bizimle bilgisini paylaştı ve Uranüs’ün bir tane uydusuna Trinculo ismini verdiklerini söyledi. Trinculo’nun Caliban’ı tanımlayışına baktık bir şeyi garip yapan bizim fikrimiz dedik. Kadim koku üzerine düşündük. Hemen aklımıza yoğurtçu parkı geldi, duyumsadık.

Caliban’ın tiradına çalışırken doğa tek başına eziyet etmiyor Prospero doğayı işkence aracı olarak kullanıyor dedik. Caliban Stephano ilişkisine baktık aktif kulluk üzerine konuştuk. Arzu kapitalizmin elinde alkol Stephano’nun elinde dedik. Çikin 3’lünün ikinci sahnesinde ki duygularının bu sahnede temellerinin atıldığından bahsettik. Güzelce tekrarlarımızı aldıktan sonra 16.28’te Çikin 3’lü ezberlerine çalışmak üzre yanlarında bir stajyer ile stüdyo sahneye gittiler. Saat 16.36’da İnançları olarak (2.1) adlı ince dilli Napoli 4’lüsünü; Alonso’nun duygusu için ‘Aynur Doğan-Ahmedo’, Gonzalo’nun duygusu için ‘Neşet Ertaş-Kesikçayır’ şarkıları eşliğinde çalışmaya başladık. Tekrarlarımızı aldıktan sonra saat 19.00’da Yeşim hocayla yoga yapmak üzere 18.30’da provayı bitirdik.

İsteyen altına blok alabilir.

– ka: Tüm zamanların bütün kötü kokuları toplanmış.
– Kaan: Çok da konsantre olmuştum halbuki.

4.9.2017 – Pazartesi
Merhaba

Bugün provaya uzun bir aradan sonra saat 11.00’de -havalandırmalar kapalı çünkü kaslar ısınmıyor-sahnede Yeşim’le her şeyden önce boyunları ısıtarak başladık.

Hüseyin Abi hariç bütün ekip provadaydık. Bir yanda kütürdeyen omuz sesleri bir yanda Rihanna bir yanda Cengiz Özkan ve plielerle 12.00’ye kadar ‘sağ-sol 1,2,3,4 dön 5 zıpla’ diyerek bedenleri ısınan oyuncular hemen ardından Selen ve Tuğçe’yle ‘yAhaHaHAaa’ şeklinde seslerini ısıttılar. Artık her gün ekipten biri çocuk oyunu oynatacak. Bugünün oynatanı balonları ve ipiyle hazırlıklı gelen Gürsu. Oyun şöyle; herkes bir ayağına balon bağlıyor sonra herkes herkesin balonunu patlatmaya çalışıyor en sona kalan oyunu kazanmış oluyor. Kafalar çarpıldı, çığlıklar atıldı,yerlere düşüldü ve oyunun kazananı Gürsü ile Ertürk oldu. Gürsu’nun oyunundan sonra ka oyunculara üç tane daha oyun oynattı. Bir tanesi şöyle, mesela sen çıkıyorsun belini kıvırırken gıppidi gıppidi diyorsun sonra onu seçiyorsun o da hem senin yaptığını yapıyor hem de üstüne başka bir ses ve hareket ekliyor. Çok eğlenceli geçen çocuk oyunu çalışmalarından sonra yemeklerimizi yedik üstüne çaylarımızı içtik.

Saat 14.04’te ne kadar saçma o kadar iyi olan oyunumuzla başlayıp başarılı bir şekilde saçmaladıktan sonra 14.20’de animasyon olacak olan ilk sahneyi (1.1) okuya-oynayarak başladık ve son 5 sayfa hariç daha önce detaylıca çalışmış olduğumuz bütün sahneleri çok kesmeden ilk akışvari provamızı yapmış olduk. Bugün Hüseyin Abi olmadığı için Gürsu Prospero’yu markeledi. Daha önce çalışılan provalara provası olmayan oyuncular izlemeye gelmişlerdi ama bir nevi herkes ilk defa oyunun bütününü görmüş oldu. Evet o haftaya girdik. Keyifler gıcır. Saat 16.29’da Caner (Cindoruk) ve Berkay’ın da katılmasıyla 1 saat 37 dakika süren ikinci akışvari provamızı aldıktan sonra yarın aynı tayfa aynı yerde aynı saatte buluşmak üzere provamızı bitirdik.

3.9.2017 – Pazar
Selamlar

Bugün saat 14.00’te (2.1) adlı Napoli 4’lüsü; Gonzalo (Ziver abi), Alonso (Mürsel abi), Antonio (İnanç), Sebastian (Kaan) sahnesini çalışmak için toplandık. Kayamarkesi için fuaye de bulunan küpleri kullanıyoruz. Provaya Nekrosius’un Othello’sundan ve çeşitli Faust’lardan sohbet ederek başlayıp oyuncuların sahnede hatırlamalı ezber almalarıyla devam ettik.

Şekspir dedektifliği

Bu sahne Antonio ve Sebastian’ın plan sahnesi aynı zamanda.Karakterlerin birbirleriyle olan etkileşimlerini inceledik. Gonzalo teskin etmeye çalışıyor çünkü kral kederli olursa toplum sevinçli olmaz dedik. Alonso’nun yasının, hem iktidar hem de oğlunun kaybından dolayı olduğunu konuştuk. Sebastian ve Antonio’nun olduğu yerde kedere sürüklenirsin. Keşfettiğimiz yönelimleri konuşarak sahneyi çalışmaya devam ettik. Gonzalo, Sebastian ve Antonio arasında bilgi çatışması olduğunu fark ettik.

-ka: İyi insan olmak için Gonzalo’nun devlet tiradı yeterli.

Sahneyi baştan farklı egzersizlerle de çalışarak birçok kez tekrar ederek provaya devam ettik. Sınıfsal farktan, insanların, insanların üzerindeki egemenliğinden bahsettik. Kimse kimseyi konuşturmuyor bu sahnede. Saat 16.52’de çalıştıklarımızı atlamadan hıphızlı konuşacak şekilde çalışmaya devam ettik. Saat 17.32’de plan sahnesinin sonrasına geçmeden pazartesi 11.00’de tüm ekip buluşmak üzere provayı bitirdik.

-Kaan: Maltepe’nin yükselen yıldızıyım.

2.9.2017 – Cumartesi
Bayram provası.

Mehmet abi kalbinde ki küçük bir rahatsızlık sebebiyle provaya maalesef devam edemeyecek.Kendisini çok seviyor, güzel bir prova süreci geçirdiğimiz için çok teşekkür ediyor ve geçmiş olsun Mehmet abi diyoruz.

Gonzalo’yuZiver Armağan Açıl oynayacak.Kendisine bugün ‘hayırlı olsun abi’ dedik Ziver abi de ‘sağ olun’ dedi.

Saat 14.00’de (2.1) adlı Napoli 4’lüsünü çalışmak üzere toplaştık. Mürsel abi yanlışlıkla 12.00’de geldi ama olsun. Erken gelmek candır. Ziver abi aramıza yeni katıldığı için ka çokta korkutmadan karakterler ve şimdilik bu sahne için düşündüklerimizi anlattı.Diğer oyuncularda hatırlamış oldu. Sahne üzerine hatırlamalı güzel bir sohbet üstüne ‘hadi bagalım’ diyerek okumalı oynamalı provamıza devam ettik.Hem Ziver abi tanışmış oldu hem ezberi olan oyuncular ezberlerini tam yapmış oldu. Sahneyi baştan sona birkaç kez tekrar aldıktan sonra deşifrelerimize kaldığımız yerden devam ettik. Dört ayrı nota,dört ayrı katman olduğunu fark ettik.Bir tempo lazım dedik ve sahnenin sound’unu aradık nitekim bulduk. Saat 15.34’te ‘komedi bizim işimiz’ diyerek (2.1) adlı sahneyi tekrar çalışmaya başladık. Ka arada Ziver abiye Gonzalo’yla ilgili düşündüklerimizi anlattı. Spinoza’nın sevinci, Şekspir’in kendisi olduğunu (bizce), sahne de sürekli dil savaşı olduğunu ,sinikliğin üzerinden kavga ettiklerini, dili nasıl kılıç gibi kullandıklarını ama açık açık incitmemeleri gerektiğinden bahsettik. Böylece biz de sahneyi ve karakterleri tekrar hatırlamış olduk ballı lokma. Yeni şeyler bulduk çok komik oldu. Sürprizi kaçarmış gibi geldiğinden onları buraya yazmayacağım. Hem daha heyecanlı olmadı mı?

Gonzalo’nun bir tür soytarı olduğunu bulduk. Soytarının kederle işi yok kederi alıp başka bir şeye dönüştürüyor. Bknz. ‘Gonzalo’nun sevinci nereden geliyor?’ Alonso’nun duygu durumunda yeni bir şey bulduk. Ariel’in Ferdinand’a söylediği şarkıda ki ‘beş kulaç dipte yatıyor baban’ ile burada ki duygusunun benzediğini fark ettik. Antonio için kesin Polonius’un gençliği ha dedik. Bengi dekorla ilgili yeni şeyler söyledi. Artık kaya parçamız yok kaya parçacıklarımız var. Marke olarakta sandalyelerimiz.(2.1) adlı sahneyi konuşarak birkaç kez tekrar aldıktan sonra saat 18.19’da Berkay (müzik) Çikin 3’lünün ‘feşın sahnesi ‘için yaptığı müziği dinletti. İlk şarkımız Ariel’den sonra ilk müziğimiz Çikin 3’lü feşin sahnesi. Haftalık prova programı oluşturduk, deniz mili hesapladık ve çok güzel olmuş Berkay diyerek provayı bitirdik.

Not:’Teatral olanla düşünsel olanı aynı yere koyan Şekspir’den Allah razı olsun.’

– (Antonio’yu oynarken) İnanç: Ya kılıç gibi keskin cevaptı ya biz size gülüyorduk.
– ka: Kendin pişir kendin ye,İsmail’in yeri.

31.8.2017 – Perşembe
Ağustos’un son günü

Bugün saat 12.00’de toplam üç sahnesi olan Çikin 3’lüyü çalışmak için toplaştık. Madem öyle (2.2)‘den başlayalım hele dedik ve 12.09’da bir ka çalışması olarak rolleri değiştirerek hem bu sahneyi hem de (3.2) adlı sahneyi çalışmaya başladık. Meraklısına, Gürsu; Caliban ve Trinculo, Yaşar; Trinculo ve Stephan , Ertürk; Stephano ve Caliban. Saat 13.43’te ekler ( içinde 1 adet yumurta, 3 yemek kaşığı un, 7 yemek kaşığı toz şeker, 2 buçuk su bardağı süt, yarım paket vanilya olan) ile enerjiler yerinde, ilk defa çalışıyor olduğumuz (4.1) adlı sahneyi çalışmaya başladık.

Şekspir dedektiffliği

Oyunun grotesk unsuru Çikin 3’lü. Bu sahne ile (3.2) adlı sahne arasında Şekspir’in Stephano’ya söylettiğine göre tahminen en az yarım saat geçmiş olmalı. Sahneyi inceleyerek çalışmaya devam ettik. Karakterlerin bu sahnedeki ilişkisine baktık.Yarım saatte neler olmuş olduğunu hem bulduk hem konuştuk. Alkol yoksa ‘İktidar’da yoktur dedik. Bu arada yazmadan geçmeyeyim ‘feşın (fashion) sahnesi’ dediğimiz sahne de bu bölümün içinde. Sahne içi sahne, oyun içi oyun çünkü Şekspir. Marke kostüm ve marke müzikle bu sahneye de şöyle bir baktık. (4.1) adlı sahne ile beraber Çikin 3’lünün çalışmadığımız sahnesi kalmamış oldu. Hem karakterler hem de sahneleri hakkında birer fikrimiz var. Bi nevi kabasını aldık. Provanın ‘oyun oynayan’ diyeceğim bu bölümüne layıkıyla geçmiş bulunmaktayız. Tabi ki deşifrelerimiz tüm hızıyla devam edecektir. Tekrarımızı alıp saat 16.00’da (3.1) adlı Güzel 2’li sahnesini çalışmak üzre 15.07’de provaya ara verdik 16.08’de sahneyi çalışmaya başladık.

Humor nedir dedik ve Ferdinand’ın tiradına baktık. İlk sahnedeki Ferdi ile bu sahnedeki Ferdi’nin aynı olmadığını fark ettik. Aşkın tontikliği. Ferdinand ve Miranda’nın aşkı ne kadar gerçek olursa o kadar komik olur dedik. Didem’e (sahne tasarımı asistanı) bu sahne için bir not düştük ve tekrar aldık. Oyunda herkesin bir özgürlük problemi olduğunu fark ettikten sonra saat 17.16’da Güzel 2’linin ilk sahnesine de baktık ve 18.30’da Özde ile yoga yapmak üzre 17.46’da provamızı bitirdik.

Matlar serili gözler kapalı.

– ka: Bu oyunda tiyatronun en eskisi Gürsu.

30.8.2017 – Çarşamba
Fortuna.

14. prova günümüz. Bugün saat 12.11’de (2.1) adlı Napoli 4’lüsünü çalışmak için toplaştık. Bu sahneyi en son cuma günü çalışmıştık. İlk önce şöyle bir ezber alarak başlayalım dedik ve ezber alarak başladık.

Şekspir dedektifliği

Oyun, öğlen 2 ile 6 arasında geçiyor. Akdeniz, sıcak, aydınlık herkesin art kısım açık. Adeta cerrahi operasyon masası.

Gonzalo’nun sevinci nereden geliyor? Çünkü yaşamdan yana. Bu sahnede Gonzalo dışındaki bütün karakterler kederli yaşamı seçmiş durumda. Bayılıyorlar kedere. Gonzalo hem Şekspir’in kendisi (bizce) hem de Spinoza’nın sevincine sahip. Oyunun geneline baktığımızda bütün karakterlerin hep bir talebi olduğunu fark ettik. Ariel’in bile. Bir tek Gonzalo’nun yok. Pür ve yaşamdan yana. Adanın yemyeşil ağaçlarından tutun koca bir fırtınaya yakalanıp ölmemiş olmalarının mucizesine kadar kimsenin göremediğini görüyor. Daha önce karakterlerin aralarındaki dil kavgasından bahsetmiştik. Herkes sinik çünkü yasa ve mevki bunu gerektirir. Rollerin kurulumuna bakıp deşifremizi yaptıktan sonra, ka, oyunculara egzersiz yaptırarak sahneyi çalıştırdı. Maksat dildeki kavga bedenleşsin. Saat 13.41’de sahnenin akışkanlığı ve enerjisiyle ilgilenmek için metronom eşliğinde çalışmaya başladık. 100’le başladılar te 218‘e kadar çıktılar.

– ka: Tempooo

Daha sonra her oyuncunun sırtına birer asistan ve stajyer verildi bir de böyle çalışıldı. Engel candır.

Mürsel Abi’nin ‘daha hafif bir Malezyalı’ talebinden sonra saat 14.07’de yerde yonca şeklinde yatan oyuncular ,lafını söyleyen oyuncunun lafını fısıltıyla söyleyip sonra kendi lafını söyleyerek(söyleyerek) öyle (öyle) bir (bir) çalışma yaptılar (çalışma yaptılar.) Diyaframlar çalıştı, kafalar yandı ve provaya devam edildi.

Spinoza hep bizimleydi. ‘’İyi karşılaşmadan ne anlıyorsunuz?’’ iyi karşılaşmalar için tanıyor olmamıza gerek yok. Pekiii biz (kendimiz) iyi bir karşılaşma mıyız? Hiç buradan düşünmüyoruz. Ada Gonzalo için iyi bir karşılaşma mesela, nitekim, tiradı da bunu söylüyor dedik. Sonra ‘Dilin Aynası’ adlı kitaptan ‘Benmerkezli Koordinatlar ve Coğrafi Koordinatlar’ bölümünü hatırladık; Kuzey ve Güney aynı yerde sağ ve sol kişiye göre değişiyor. Buyurun bakalım.

Saat 14.57’de Kaan’ın Hollanda’dan getirdiği 2 eurosunu tribünün altına düşürüp almaya çalışmasından sonra Alonso ile Gonzalo’nun ilişkisine, Sebastian ve Antonio’nun Gonzalo’yu nasıl dinlediğine Alonso’nun ise neden dinleyemediğine baktık. Birçok şey bulduk onları cumartesi toplayarak yazacağım.

Harislik insanın pis yeteneklerinden biri dedik ve sahneyi büyüterek çalışmaya devam ettik. Büyütüyoruz ki gerekirse küçültebilelim.

Kitap: Prens-Niccolo Machiavelli

Film: Cenazede Ölüm-Frank Oz, Bu Filmde Ben Varım- IanFitzgibbon

– ka: Anladım ki şimdi sen de herkes gibisin diyor Gonzalo.

29.8.2017 – Salı

Fır fır fırtına.

Nasıııl anlatsaam nerdeen başlasaaaam
Kaç kişiydik o zaman
Bak!
Kaç kişi kaldı(k) şimdi
Çikiiin üçlüü.
Çikiiin üçlü’nün ikinci sahnesi olan (3.2) adlı sahneyi bakalım burada neler oluyormuş diyerek saat 11.56’da prove etmeye başladık.

Şekspir Dedektifliği

Daha önce bu sahnede iktidar parçacıklıkları olduğunu konuşmuştuk. Dil değişimi üzerine de konuşmuştuk. Ama bugün daha bi anladık sahneyi. Sarhoşluk ve iktidar üzerine düşündük. Sarhoş olmasalar iktidara gidemeyeceklerini fark ettik, Hitleri andık. Napoli’de dedik böyle davranmayı bırak, sıkıyosa fikrini geçirsinler hele. Ada mümkün kılıyor. Bir belirsizlik olan adanın sağladığı şeyler üzerine düşündük. Ada’da yasa yoksa bile kendine ait kuralları var. Ada da Napoli’li gibi davranırsan pof Ariel gelir.Bira Fabrikası’nın modelini bulduk bu sahnede.Koffie abinin Fırtına’yı pek güzel deşifre ettiğini çok güzel kendi meselesine dahil ettiğini fark ettik. Herkes kendini boşlukta var ediyor. Altta Ümmü Gülsüm çalarken, sahneyi çalışmaya devam ettik.

Trinculo/halk, Stephano/iktidar, Caliban’ın alanınını sıkıştırmayacağım. Küçük bir toplum modeli/parodisi bu sahne, e Şekspir. Canavar köle Caliban’ın hıncının bir tür acitasyona dönerek arzu ve iktidarcıkla çapsız tiran Stephano’yu nasıl yapılandırdığına baktık. Trinculo’nun politik doğruculuğunun da burada başladığını fark ettik. Kara soytarılar. “Akıllı köylü, büyük efendinin karşısında yerlere kadar eğilir ama sessizce osurur.” Etiyopya Atasözü.

Bir tekrar aldık. Sonra (2.2)’yi bi daha aldık, bu sahnede (3.2) keşfettiğimiz şeyler o sahneye de sirayet etti, çok da güzel oldu. Bir tekrar alıp, sonra bir tekrar daha alıp saat 15.54’te iyi kiiii doğduun Ertürrk sen kaç oldun dedik pastamızı yedik 16.00’da (3.1) adlı Güzel 2’liyi çalışmak üçün boşları toplayıp provaya devam ettik.

Evet bugün biri dün olmak üzere toplam üç sahne çalıştık. Güzel 2’liyi daha önce okumuşluğumuz var. Şimdi inceliyoruz. Oh aşk. Ferdinand’ın ezberletilmiş çakma bilgisi olduğunu fark ettik. Bıdı bıdı Ferdi. Miranda’da aşkın -olumlu anlamda – şapşallığı olduğunu fark ettik. Arzu ve yasadan konuştuk. Eğer kötü bi şey olsaydı doğanın zaten arzuyu yaratmayacağından konuştuk. Yasanın seni kontrol edebilmesi için ‘arzu’yu sınırlandırması gerekiyor dedik. Hamlet geldi aklımıza. Belki de Şekspir burada Ophelia’yı manipüle eden Polonius’tan kurtarıyordur dedik. Olabilir valla bulduklarımız bulacaklarımızın teminatıdır. Gülşen Bubikoğlu ne güzel kadın ya diyerek, altta, ‘gençlik başımda duman’ı dinleyerek, konuştuklarımızı unutmayarak bir tekrar alıp saat 18.00’de Yeşim hocayla yoga yapmak üzere provayı bitirdik.

Kitap: Tahakküm ve Direniş Sanatı-James C. Scott (Ayrıntı)

Doğruyu Söylemek-Michel Foucault (Ayrıntı)

-ka: Deleuze yine haklı.

28.8.2017 – Pazartesi
Dün tatildi.

Bugün saat 12.00’de (2.2) yeni adı Çikin 3’lü sahnesini (Stephano, Caliban, Trinculo) çalışmak için toplaştık. Haaa söylemeden etmeyeyim oyuncular 10.30’da ezber almaya gelmişlerdi.

Marke gök gürültümüz de var. İlk önce çeşitli egzersizlerle sahneyi çalışmaya başladık. Kabaca başlıklar şöyle: Çaplin, gözler kapalı, eller bağlı, anlaşılmayacak bir dil kullanarak, sadece nida, şimdi ve burada çalışması, neler neler yapmadık ki. Hepsi de dadından yenmez çalışmalardı, bedenlerimiz açıklaştı, zihnimiz berraklaştı. Bir tane egzersizi anlatmaya çalışacağım ki yukarıda yazdıklarımın bir manası olsun; ‘şimdi ve burada’nın değişik bir versiyonunu çalışırken oyuncu rolünün duygulanımlarını aynı zamanda nedenlerini anlatıcı Stephano tonuyla ,repliğini ise o anı yaşayan Stephano olarak oynadılar. Öyleli çalıştık yani. Neler çıktı neler. Nitelikli olan şimdi ve burada olarak olur. Kendisi Geştalt Terapisi. Dedik bu bütün oyunculara ödev olsun. Sözümüzde durduk. Bir çalışmamızda da oyuncular rollerini değiştirdi. Ertürk Caliban’ı, Yaşar Trinculo’ yu doğaçlama yaparak oynarken pek eğlendik. Komedinin nerede yattığını araştırıyoruz tabi ki Gargantua’yı anıyoruz.Rollerin duygulanımlarının ne kadarına ihtiyacımız olduğunu araştırıyoruz. Günlerimiz geçtikçe karakterleri daha da iyi tanımaya başladık. Haklı neşemiz var.

Caliban’nın batının yabancılık hissi olduğunu konuştuk. Tanımlayamıyor, kendi bildiğince ad koyuyor e tiranlık. Stephano ve Trinculo’da batı parodisi olduğunu konuştuk. Maksat rollerin fikrine ikna olmak dedik. Stephano’nun neden şarkı söylediğini düşündük. Ses çıkarmanın korkunun yanı sıra kendi varlığını fark ettirmek, bana benzer bir varlık var mı? çağrısı olabilirliğinden konuştuk. Saat 14.52’de sahneyi baştan başlamadan önce rollerin kendi içindeki kontrastlarına bakıyoruz. Trinculo’nun çakallığının tüm toplumu kaplamış olduğunu fark ediyoruz. Şekspir Bey yazdığı için karakterlerin sadece karakter değil aynı zamanda kavram olduğunu hatırlıyoruz, ve çok eğleniyoruz.15.34 “sıyırsınlar” diyerek kısa bir burç sohbetinden sonra provaya kaldığımız yerden devam ettik. Stephano ve Trinculo’nun Caliban’la olan ilişkisine baktık. Caliban’ı tanımlayamayan batılı Trinculo’nun düşüncelerinde aksaklık olduğunu fark ettik. Koklamanın biçimi, şekliyle ilgilendik. Trinculo’ya değişik perspektifler bulduk. Soytarılığını araştırdık ve nasıl dört bacaklı canavar olunuru deneyerek 17.48’de provayı bitirdik.

Hikaye: Akademi İçin Bir Rapor-Franz Kafka

Film:Öldürme Üzerine Kısa Bir Film-Kryzsztof Kieslowski

Gürsu/Stephano: Sarhoşum, ama saraylı sarhoş.

26.8.2017 – Cumartesi
Kelamlar. (şakacı asistan)

Bugün saat 14.00’te oyunun ilk sahnesi olan (1.2) Prosperogil+Hava cıva sahnesini çalıştık. Sahne kendi içinde 4’e ayrılıyor. Prospero-Miranda,Prospero-Ariel, Prospero-Caliban-Miranda, Ferdinand-Miranda-Prospero.Toplam 11 sayfa olan (1.2) sahnesini çalışmaya başladık.Datlılaştıkça datlılaşmaya başladı sahnelerimiz tütütütütü.

Şekspir dedektifliği,

Prospero-Miranda bölümünde Miranda’nın duygusunu daha da yoğunlaştırdık. En az Prospero kadar etkin bir duyguda olduğunu keşfettik.E kolay mı fırtınaya yakalanan koca bi gemi gördü kızcağız, üstelik-burda duruyorum spoiler a girer. -Aralarındaki kontrast duyguları çalıştıkça daha da civcivleniyoruz.

-ka: Eğlenceli oluyor oyun.

Spinoza’yı anmadan geçmedik.Prospero’nun kardeşi Antonio’dan bahsedişlerine bakarken hem Prospero hem Antonio hakkında yeni şeyler bulduk.Çünkü Şekspir. Ferdinand bölümüne kadar bir daha tekrar alıp küçük bir ara verdikten sonra 15.16’da Prospero-Ariel bölümüne baktık. Selen’in patenleri Hüseyin abiyi zaman zaman telaşlandırsa da parmaklara zeval gelmedi henüz. Ariel’in muzipliği ve soytarılığı üzerinde durduk. Patenli yeni numaralar bulduk hemen Yeşim Hoca’ya bir not düştük.Selen sahnenin klima kapağının birazını kırdıktan sonra Ferdinand’ın bölümünü çalışmaya başladık. Buraya zaten dün de bakmıştık. Hatırlayarak bir kez daha baktık.Çok kısaymış bu sahne be dedik. Bu arada Berkay (müzik) tüm gün provadaydı. Evde çalışmış olacak ki ka’ya müzikle ilgili sorular sordu, ka da cevapladı.Ziyafet sahnemizdeki müzik için; “bir tür serap, düş, kivili, egzotik, Latin niye latin çünkü sömürgenin göbeği,arabic çünkü Yeşim buraya kareografi de yapacak… ” Daha önce anlatılan bir müziği yazarak aktarmaya hiç çalışmamıştım.

Baştan sona bir kez daha tekrar alırken Münircan Tibet çanını yere düşürmekten kendini alıkoyamadı. Saat 17.10’da Hepi Börttey Yaşar kaç oldun şimdi diyerek provayı bitirdik.

Not:Yarın ilk tatilimiz. Dinlenmeye miydik.

-Prospero/Hüseyin abi: Hadi köle uza, uza ki simit yiyelim.

25.8.2017 – Cuma
Fırtına Sözlüğü

Napoli 4’lüsü: Alonso, Antonio, Gonzalo, Sebastian
Çikin 3’lü: Stephano, Caliban,Trinculo
Güzel 2’li: Miranda, Ferdinand
Prosperogil: Prospero, Miranda, Ferdinand, Caliban
Hava cıva: Ariel
Provaya tırtıl geldi.

Bugün saat 11.00’de (1.2) adlı Prosperogil + hava cıva sahnesini marke kostüm ve aksesuarlarla çalışmak üzre toplaştık. Artık oyunu marke aksesuarlarla beraber çalışıyoruz. Markelere nazır yarı ezberli provamıza daha önce konuştuklarımızı hatırlayarak başladık. Ferdinand’ın Miranda ve Prospero’yla ilk karşılaşma sahnesi bu aynı zamanda. Ferdinand’ın duygu durumu üzerinde durduk biraz. Ariel’in şarkısıyla olan ilişkisine baktık .Oyunumuzda canlı müzik de var. Ferdinand’ın duygu durumu şöyle; büyük bir fırtına atlatmış , babasının öldüğünü sanıyor, Miranda’yı gördü bayıldı, Prospero’yu gördü ayıldı. İlk görüşte aşk bi yanda, kim ulan bu adam diye Prospero’ya karşı da temkinli tabi genç oğlan.N’apsın.Baştan bir tekrar alıp saat 14.24‘te (2.1) Napoli 4’lüsünü çalışmaya başladık. Mehmet abi bu sefer gözlüğünü de takmıştı. Ekip gözlüklü. Daha önce konuştuklarımızı hatırlayarak bir kere aldık. Bu sahnenin daha çok dil ağırlıklı olduğunu fark ettik. Dilin kılıçlaşmasına, aralarında nasıl bir savaş aletine dönüştüğüne baktık. Sürtüşmeliler ama çok nazikler bi yandan. Çünkü siniklik bunu gerektirir.Antonio’da bir tür Iago’luk sezdikten sonra birkaç kez uyuma yerlerine kadar tekrar aldık. Gonzalo’nun Alonso’yu teskin etme çabasını çalıştık. Antonio’nun seçtiği kelimeleri küçüklüğünde çok keloğlan okumuşluğuna verdik. Kimi cümleleri değiştirdiiik kimini attııık. Gözlerinde ve yanaklarında mühim bir şey saklayan Antonio’nun Sebastian’ı işleme sahnesine baktık. Kesmeden bir tekrar alıp 18.24’te provayı bitirdik.
Not: Ariel hep bizimleydi.

Film: Ağ – Kim Ki-duk

Kitap: William Shakespeare Yüzyılların Sahne Büyücüsü – Ayşegül Yüksel (habitus )

– Hüseyin abi: Doğru mu söylüyorum?
– Ulaş: Hayır abi.
– ka: Ulaşı Gestapo’dan aldık.

24.8.2017 – Perşembe

1 hafta oldu.
Sabah 11.00’de ”Güzel üçlü” diye adlandırdığımız (2.2) Caliban, Trinculo, Stephano sahnesini, 14.00’te Napoli dörtlüsünün sahnelerini çalıştık. Napoli dörtlüsü diyeceğim demiştim.

Bugün, 2.2 adlı sahneyi odunlarımız ve ördeklerimizle çalışmaya başladık. Trinculo’nun kendisini ördeğe benzetmesi üzerine düşündük. İkisinin de evcil olduğunu fark ettik. Parkta Güzel Bir Gün oyununda da ördek geçtiğini hatırladık.Stephano ve Trinculo’yu çalışırken bir evcilleştirme olarak sömürgecilik dedik. Caliban’ın habitatının elinden alınmasına değindik ve bir tekrar alarak 12.56’da Güzel üçlünün (3.2) adlı ikinci sahnesini çalışmaya başladık. Caliban’nın dil değişimini inceledik. Saat 14.00’te daha önce çalışmış olduğumuz (2.1) Napoli dörtlüsünden üçünde biraz da siniklik olduğunu fark edip deşifrelerimize devam ettik. Saat 15.19’da ilk defa çalışıyo olduğumuz Napoli dörtlüsünün ikinci sahneleri olan (3.3) adlı ziyafet sahnesine müzik ve peri markesi olarak asistan eşliğinde şöyle bir bakıyoruz. Daha önceden okumuşluğumuz var ama o giriş kat.

Bugün sahnesi olan oyuncular, olmayıp fuayede ezber alan oyuncular, sahne tasarımı ekibi , kareograf, müzik, ışık asistanları toptan ekipçe provadaydık.Boş durmadık, Yeşim Hoca buraya (3.3) kareografi yapacak, Bengi sürprizli Napoli dörtlüsünün gıcır ayakkabılarını getirdi (ilk kostümümüz) oyuncularda denedi, Berkay Stephano’ya acık hüzünlü bir şarkı yapacak, aradan dönerken fuayede sahne tasarımı ekibini yuvarlak bişey yaparlarken görmüştüm.

Napoli dörtlüsünün – yasa buna izin vermediğinden dolayı – birbirlerini incitemediklerini fark ettik. Sinikliklerinin peşine düştük. Gonzalo’nun ‘devlet’ hakkında söylediklerine baktık.Dolayısıyla Şekspir’in de. Kimine göre ütopya dedik. Yeni bulduklarımızı da ekleyerek birer kez tekrar alıp saat 17.30’da Özde hocayla yoga yapmak üzere provayı bitirdik.

Kitap: Etkilenme Endişesi – Harold Bloom (metis)

– ka : Ada fikri bazı şeyleri mümkün kılıyor tabi.
– İnanç (2.kez): Silah mı bıçak mı?
– ka: Beni deniyor.

* YAMYAMLAR ÜSTÜNE

Aklın kurallarına uyarak barbar diyebiliriz Yamyamlara, ama bize benzemiyorlar diye barbar diyemeyiz onlara; çünkü barbarlıktan yana onları her bakımdan aşmaktayız. Savaşları soylu ve yiğitçe bu insanların. Savaş denilen bu insan hastalığını biz haklı ve güzel görebiliriz de onlar niçin görmesinler? Kaldı ki onlarda savaş yalnız değer kıskançlığından ve yarışmasından doğuyor. Yeni topraklar kazanmak için savaşmıyor bu Yamyamlar; çünkü doğanın bereketi onlara her şeyi, çabasız, çilesiz öyle bol bol sağlıyor ki topraklarını genişletmenin bir gereği kalmıyor. Henüz doğal isteklerini doyurmakla yetindikleri mutlu bir dönemde yaşıyorlar: Bunun ötesindeki her şey gereksiz onlar için. Herkes kendi yaşında olanlara kardeş, kendinden genç olanlara evlat diyor ve bütün yaşlılar herkesin babası sayılıyor. Yaşlılar bütün varlıklarını hiç bölmeden herkese birden miras bırakıyorlar; doğanın bütün yaratıklarına verdiği her şey böylece herkesin oluyor. Komşuları dağları aşıp kendilerine saldıracak olurlarsa ve savaşı kazanırlarsa, zafer, onurdan başka bir şey sağlamıyor onlara; değer ve erdem bakımından üstünlüklerini göstermiş oluyorlar yalnız. Yenilenlerin malına mülküne ihtiyaçları olmadığı için kalkıp yurtlarına dönüyorlar ve orada hiçbir şeyin eksikliğini duymadan kendi varlıklarının tadını çıkarmasını, onunla yetinmesini biliyorlar. Savaşı berikiler kazanırsa onlar da öyle davranıyor. Tutsaklarından bütün istedikleri yenildiklerini kabul etmeleri yalnızca; ama yüzyılda bir olsun buna yanaşan çıkmıyor sözleri, davranışlarıyla yiğitliklerine en küçük bir toz kondurmaktansa ölmeyi yeğ görüyor hepsi. Öldürülüp etlerinin yenilmesini daha onurlu sayıyorlar. Tutsakları özgür bırakıyorlar ki, yaşamayı daha tatlı bulsunlar; nasıl ölecekleri, ne işkencelere uğrayacakları, nasıl parçalanıp yenilecekleri anlatılıyor, bunun için yapılan hazırlıklar gösteriliyor kendilerine. Bütün bunlar ağızlarından bir tek gevşek, onur kırıcı söz alabilmek, kaçmaya heveslendirip onları korkutmuş, dirençlerini kırmış olma üstünlüğünü kazanmak için! Çünkü, iyi düşünülürse, gerçek zafer budur aslında:

victoria nulla est
Quam quae confessos animo quo que subjuga hostes. (Claudianus)
Zafer zafer değildir
Yenilen düşman yenilgiyi kabul etmedikçe.

Pek yaman savaşçı olan Macarlar düşmanlarına aman dedirttiler mi daha ilerisine gitmezlermiş. Canlarına kıymadan, baç istemeden bırakır çok çok bir daha kendilerine karşı savaşmayacaklarına söz verdirirlermiş. Düşmanlarımıza karşı kazandığımız üstünlüklerin birçoğu kendimizin olmayan eğreti üstünlüklerdir. Kol bacak sağlamlığı yiğitliğin değil hamallığın şanındandır gürbüzlük cansız, bedensel bir değerdir; düşmanımızı şaşırtmak, güneşin ışığıyla gözlerini kamaştırmak bir talih işidir eskrimde üstünlük korkak ve değersiz bir adamın da elde edebileceği bir ustalık, bir bilgidir. Her insanın ölçüsü, değeri yüreğinde, istemindedir asıl. Yiğitlik, kolun bacağın değil, yüreğin, ruhun sağlamlığındadır, atımızın, silahlarımızın değerinde değil, kendi değerimizdedir. Yüreği yılmadan düşen dizleri üstünde savaşır, der Seneka. Ölüm tehlikesi karşısında kılı kıpırdamayan, can verirken düşmanına yiğitçe yukarıdan bakan bize değil talihe alt olmuştur yenilmiş değil öldürülmüştür.

En yiğit kişiler en mutsuz insanlardır kimi zaman… Biz yine hikayemize dönelim: Bu tutsak yamyamlar bütün korkutmalar karşısında aman dilemek şöyle dursun, iki üç aylık bekleme sırasında güler yüzle dolaşıyorlar düşmanlarını, yapacaklarını bir an önce yapmaya kışkırtıyorlar; meydan okuyor, küfür ediyorlar onlara, korkaklıklarından, yitirdikleri savaşlardan söz ediyorlar. Bir tutsağın söylediği türkü var bende; şöyle sözler ediyor içinde: Gelin hepiniz yiğitçe, toplanın yiyin beni; yiyecek olduğunuz kendi babalarınız, atalarınızdır, çünkü onların etleriyle beslendi bu bedenim benim. Bu pazılar, bu et, bu damarlar sizin, zavallı budalalar; atalarınızın özünü görmüyor musunuz onlarda? Tadına bakın, kendi etinizin tadını bulacaksınız onlarda… Bu yamyamlardan üçü, bizim düşkünlüklerimizi öğrenmenin rahatlık ve mutluluklarını ne ölçüde kaçıracağını, yenilik hevesiyle kendi güzelim göklerini bırakıp bizimkilerin altına gelerek bizimle ilişki kurmanın başlarına neler getireceğini, bugün bir hayli ilerlemiş olduğunu sandığım yıkılışlarını bilmeyerek Fransa’nın Rouen şehrine gelmişlerdi; rahmetli kral Charles da oradaydı o zaman. Kral uzun uzun konuştu onlarla.

Yaşayışımız, zenginliğimiz, güzel bir kent örneğimiz gösterildi. Sonra bizimkilerden biri ne düşündüklerini, en çok neyi beğendiklerini sordu. Üç şey söylediler; üçüncüsünü ne yazık ki unutmuşum. En başta şaştıkları şey sakallı, güçlü kuvvetli, silahlı bir sürü adamın çocuk yaşındaki bir krala bekçilik, uşaklık ettikleri, niçin bunlardan birinin kral seçilmediği olmuş. İkincisi, kendi dillerinde bir tek bedenin eli kolu, parçaları birbirinin yarısı olarak anlatılan insanlardan kimilerinin neden bolluk, rahatlık içinde keyif sürüp de birçoklarının dilenciler gibi kapılarda, açlık ve perişanlık içinde yaşadıkları olmuş. Nasıl oluyor da demişler, bu yoksul yarımlar böylesi bir haksızlığa katlanıyor, öteki yarımların boğazlarına sarılmıyor, evlerini ateşe vermiyorlar! ”

Monteigne – Denemeler (İş Bankası Yay.)

23.8.2017 – Çarşamba
İyi günlermiz bol olsun ;

Bugün saat 13:00’de (2.1) adlı ; Alonso (Mürsel abi) , Sebastian (Kaan) , Antonio (İnanç ) ,Gonzalo ( Mehmet abi ) sahnesini çalışmak için toplandık. Berkay ( müzik ) , Oktay (İrfan abinin asistanı), Anıl (o da) ve Onur (sahne amiri)da bizimleydi.

Not :Bugünden itibaren ‘’ Napoli 4‘ lüsü ‘’ diyeceğim bu dörtlüye. Bi takım kısaltmalar buluyoruz mecbur on bir oyuncu var , 11.

Şekspir dedektifliği

Daha önce ka‘nın oyunculara ödev verdiğini söylemiştim. Napoli dörtlümüz ilk nesnelerini getiren. Meraklısına nesneler şöyle; Sebastian için not defteri, Alonso için deniz kabuğu (kulağımızı dayayınca ses gelen), Antonio için sinsi küçüklükte bıçak, Gonzalo için deniz aslanı dişi (gerçekten). Oyunda kullanıp kullanmayacağımızı bilmiyoruz. Ama zaten henüz bununla ilgilenmiyoruz.

Napoli 4‘lüsü ilk defa oyun alanının yaklaşık halini gördü bugün ve tabi ki abi nasıl oynayacağız ha kaya orada mı gibi daha önce Prosperogilin sorduğu soruları sordular , ka da oyunculara anlattı. Artık bütün ekip oyun alanının nasıl olacağını biliyor. E hadi bakalım dedik ve başladık çalışmaya. Mehmet abi ikinci sahnelerinden başladı ama çok emin başladığı için hepimizi inandırmayı başardı. Ama ben aydım dedim burası değil 16. sayfa abi dedim. Heyt be!

Ka, oyunculara büyük bir fırtına atlattıklarını ve hiç tanımadıkları bir yerde olduklarını hatırlatmasıyla artık bütün ekip , ‘adalılar’ ve ‘yeni gelenler’ farkını biliyor.Şimcik ; Alonso için oğlunu kaybetmesi dolayısıyla iktidarı kaybetmek üzere olması hakkında konuştuk. Yasta adam.Gonzalo’nun çok geveze olduğunu okurken fark etmiştik ama insan olduğu için onun kusuru olduğunu fark etmemiştik. Bugün ettik. Spinoza ‘ yı andık hemen olumlu düşünce sevinci olumsuz düşünce kederi yaratır sevinçli olan ütopyadan bahsedebilir kederli olan ütopyayı anlamaz dedik ve dili ironize eden Sebastian‘la Antonio ‘ ya bakmaya başladık. Antonio ‘ nun‘medyum memiş’ tavrı ile Sebastian’ı nasıl ikna ettiği üzerinde durduk , Sebastian‘ın hiyerarşik aklını, akıl oyunlarını ve ihanet potansiyelini fark ettik.

Gonzalo, Antonio ve Sebastian arasında it dalaşı gibi ‘’dil‘’ dalaşı olduğunu fark ettik. Dil fena..Bu sefer iktidar yönünden dilin kuvvetine baktık. Çünkü sahne öyle. Birbirlerine tepeden bakanlar, nefret edenler gırla bu oyunda. İfşanın böylesi. Dikkatimizi çekeyim oyun da zaman öğle vakti. Bütün olaylar gün ışığında oluyor. Sebastian ve Antonio‘nun Gonzalo‘yu dinleme şekillerine baktık ve yeni bir slogan bulduk ‘’ hönönö ,hu nünü ,hölölölölö ! ‘’

Meydan sahnede oynadığımızdan ka diyagonal ve mesafelerin çok işimize yarayacağını hatırlatıyor oyunculara . Duyguları araştırıyoruz, deniyoruz sabitlemiyoruz çünkü henüz bilmiyoruz. Napoli kralının (Alonso) Gonzalo‘nun sözüne güvendiğini bulduk oyunda. Ama yine de bir tehdit unsuru olduğunda Gonzalo’nun ortadan kaldırılması gerektiğini de göz ardı etmedik. Çünkü devlet böyle işliyor bir yandan da. Caliban – Miranda ilişkisine dair bir şey bulduk bu sahnede. Eğer bir ittifak kurulacaksa Cezayir‘li ile evlilik olabilir ama galiz köle ise olmaz. Ayrımcılık her yerde. İktidar parçacığı. 16.51’de süre tutarak tekrar aldık 17.12’de bugün çıkarmayalım canım bu sahneyi diyerek provayı bitirdik. Haftalık prova programı oluşturduk yukarıda çaylarımızı içip bugünkü sahne hakkında sohbet etmeye devam ettik.

‘’ Batı kanonunu doğuran şey Şekspir ‘dir. ’’ (Harold Bloom)

– İnanç: (Antonio ‘yu oynarken Kaan‘a) Tamam oğlum ikna edicem bir dakika.
– ka: Yiğitaslan aslana yapılmış bir hakaret. Yiğit tavuk olur bak.

22.8.2017 – Salı
Yarın da yağacakmış.

Bugün iki ayrı sahne çalıştık.

Saat 12.15’te toplam dört sahneden ilki olan 2.2 Trinculo , Stephano ve Caliban sahnemizi çalışmaya başladık. Emine’ye çeviriyle ilgili sorularımızı sormuştuk, bugün cevabı geldi, biz de he tamam bizde öyle demiştik kim karıştırdı biri karıştırmıştı Gürsu mu kimdi diyerek sahneyi çalışmaya başladık.

Kimdi hatırlayamadık.

Şekspir Dedektifliği

Öncelikle Trinculo’nun, Caliban’la olan ilişkisine baktık. Trinculo’yu “küçük esnaf”a benzettik. Ticaret kafasının nasıl çalıştığına baktık buldukça keyiflendik. Caliban’ı nasıl metalaştırdıklarına baktık. Bir beyazla bir yerlinin ilk karşılaşma sorusu; “bu da ne böyle? ” Trinculo’nun, en alt sınıfın kafasının nasıl çalıştığının ifşası olduğunu düşünüyoruz . İnsanın, doğayı nasıl şiddet elemanına dönüştürüyo olmasını konuştuk . Bkz: Hepimizin tanık olduğu küresel ısınma. Tiranlıktan bahsettik biraz da kandırmalardan. Bunların karakterler üzerindeki araştırmasını yaptık . Şekspir dedik. ” beş duyu, dört elementin göbeğindeyiz.”

Yatay faşizm: (kısaca) Yukardakine gücün yetmiyosa en yakınına egemenlik kurmaya başlıyosun.

14.30’da oyunculara, bi takım yoga egzersizleri eşliğinde, tekstleri önlerinde, hızlı hızlı okuma çalışması yaptırdı ka. Terlemeyen kalmadı ama yılmadılar.

15.1 ‘te ikinci ekiple 1.2 adlı sahnenin hızlıca ezberini alıp ‘ Tchaikovsky – The Tempest – Fantasy Overture ‘ dip sesinde çalışmaya başladık. Copy paste yaptım ne yalan söyleyeyim. Ariel’i çalışırken de “yanayım yanayım ateşlerde yanayım” adlı şarkıyı açtık. ( itiraf : şarkıyı söyleyerek yazdım ) Oyuncular evde ezber yapmaya başlamışlar. Oyunda kullanacağımız animasyonla ilgili aklımıza fikirler geldi, bakacağız . Saat 17.00’de Yeşil (m) hocayla yoga yapmak üzere provayı bitirdik.
Namaste.

– Hüseyin abi: Bizi Caliban durumuna sokma hocam.
– Gürsu: (yaşar için) Bu adam asit terliyo ya.
– ka: (Ertürk’ e) Adaya tekme at.

21.8.2017 – Pazartesi
Bugün Beykoz da hortum çıktı, tam güneş tutulması var, yarın yağmur bekleniyor. Büyümüz tutmaya başladı desenize.

Bugün 1.2 adlı sahnemize, bu sefer Ferdinand (Münircan )‘ın da katılımıyla 13.10‘da başladık. Dünden tribünler açılmış markeler yerlerini almıştı. Oyuncular bugün ilk kez oyunu nasıl bir alanda oynayacaklarının şekli şemalini gördüler. Selen pateniyle kayarken, seyircilerin ayaklarını mı sigortalatsak diye düşündük. (şaka şaka korkmayın) saatlerimiz 13.30’u gösterdiğinde sahneyi çalışmaya başladık.

– Tuğçe:Tekst gidince olur herhalde.
– ka: Tabi olcak annem, yani olmak zorunda.

Şekspir dedektifliği

Miranda‘nın iki büyük ‘şok’u olduğunu fark ettik, biri fırtına biri de Ferdinand. Adı gibi büyük büyük yaşadığını konuştuk. Prospero’nun kız babası tepkilerini keşfettik, çok eğlendik, pek güldük . Ferdinand ve Miranda ilişkisinde Prospero‘nun davranışlarına baktık. Arzunun değişken yapısının kızında kalmasını istiyo , Ferdinand‘ ı kızından uzak tutmasını nefis terbiyesi gibi de düşünmemiz gerektiğinden bahsettik.

Ferdinand ve Miranda‘nın ilk karşılaşmalarının aşkın cezbetme hali olduğunu konuştuk ve Yeşim hocaya bir not düştük. Bi cümle vardı tam anlaşılamıyordu biz de kafiyemizle birlikte anlaşılır hale getirdik. 14.45’te Allah limonu yarattı dedik ve baştan aldık. Prospero ve Ariel için bütün olduklarını azcık daha belirgin hale getirmelik yeni şeyler bulduk deniyoruz bakalım olmazsa atarız olursa geliştiririz nedir yani canım. Selen’den patenle yapabileceği bir takım numaralar istendi çalışıp gelecek. ka ve Hüseyin abi, Denis Bilman‘ın o meşhur, şu bacağını şuradan geçirip yukarı getirdiği hareketini tarif ederlerken gerçekten çok iyilerdi. Klasik simit molamızı verdikten sonra tekrar bi baştan geldiğimiz yere kadar alıp saat 17.00’de sinema salonumuzda 7 Şekspir Müzikali’ni izlemek üzere provamızı bitirdik.

Miranda: … İtalyanca‘da miranda sıfatı ‘’ harikulade ‘’ , ‘’harika ‘’ , ‘’ fevkalade ‘’ , ‘’ hayranlık uyandıran ‘’ anlamlarını taşır.

– ka: Yere o daireyi çizicem, henüz hiçbir fikriniz yok.

20.8.2017 – Pazar
Ay danası : Dolunayın etkisiyle gerçekleşen talihsiz bir doğumla dünyaya gelen şekilsiz bir yaratığı belirtmektedir. Warburton’ın aktardığına göre, ”ayın doğum ve doğacak bebeğin zekası üzerinde kötü bir etkisi olduğu varsayılıyordu. Bu yüzden, zeka geriliği olanlara ay danası denirdi. ” (45) /arden , 105)

Fırtına da beşinci gün
Ihlamur kokarken sahne
Başlıyorduk provaya 13.05’te.
Yaşar, Ertürk, Gürsu
Olur sana; Caliban,Trinculo, Stephano…
Uzun geyikten sonra
E artık başlamaya mıydık provaya?
Yaptıkça sahnelerin çözümlesini
” Zaman, zemin, zuhur” adeta birer sis perdesi…
Ticaret dedik hep kafaları
Vah yazık olmuş Caliban’ın adaları.
Gürsu’nun şarkısını çalışırken
Hep bizimleydi Ümit Besen’ler .
” Hepsi titriyor
Üçü de korkuyor birbirinden.”
Soytarılıksa dedik bu adamların olayı Hep bi eksiklik bi çocukluk gibi olmalı.
Kölelikten kurtulamayan Caliban Neden böyle yapıyorsun haydi uyan! Ama iyi ki varsın be Caliban
Gariban bizim Caliban.
Dün daha az şey bilirken ‘bu’ sahneden
Bir fikrimiz var bugün, ‘bu’ sahneden…
Ka ezber istedi ilk defa önceden
Çünkü;
”Oyun gelsin.” dedi , ”Tekst sizi engellemeden”
Tekrar aldık son bi gitmeden
Çıktık hayırlısıyla moda sahnesi’nden.

Kitap : Kitle ve İktidar – Elias Canetti ( ayrıntı )

– Gürsu: ‘Kıç’ deseydi kıç diye çevirirdi Emine.
– Caliban: Ne olur ısırın şunu da ölsün.

19.8.2017 – Cumartesi
Merhabanız bol olsun.

Bu gün saat 15.10’da Ariel , Prospero , Miranda ve Caliban (1.2) sahnelerini çalışmak üzere toplandık.

Oyun alanını nasıl kullanacağımızı konuştuk ki bir görsel belirsin zihnimizde. Nitekim belirdi. Yaşar ve Selen köşelerde minik ısınmalar yaparken biz Prospero ve Miranda sahnesini çalışmaya başladık. Şöyle düşünün denizde sakin sakin gemiyle giderken birden bir fırtına kopuyor ve insanlar boğulmaya başlıyor. Bir trajedinin içindeyiz ilk başta. Hatırlayalım, önce kaos vardı.

Aralarındaki baba – kız , hoca – kız ilişkilerinin nasıl olduğundan bahsettik. Miranda çok dirayetli bir kız olmalı ki çat diye cevap verebiliyor Prospero ‘ ya, tabi aynı zamanda hocası da olduğundan bir saygı durumu da var. Hafif bir Antigonelik sezdik Miranda’da. Karakterler ve ilişkiler hakkında daha fazla bilgimiz var artık. İkisinin enerji farklılıklarına odaklandık. Bir bilen (Prospero) bir bilmeyenimiz (Miranda) var.

Oyunda Miroş seyirciyle aynı anda öğreniyor hikayeyi. Şekspir’in minnoşluğu. Çalışmamız ilerledikçe dinlemeyi ve yürümeyi araştırdık. Bilgi düzeyimizdeki ile bizi aşan şeyleri farklı dinliyoruzdur herhalde. Bu araştırmayı da attık kafamıza .

Büyü üzerine düşündük. Masal anlatımını hatırladık ”büyü dille başlar” dedik. Saatlerimiz 16.10’da Selen oyunda kullanacağı yeni patenini denedi, uç deyin uçar. Ariel ve Prospero için ”sen osun , o sensin.” dedik.

Caliban – Prospero sahnesini çalışırken işkencenin beden üzerindeki etkisini düşündük. Beden unutmaz. Kök unutmaz.

Simit molasını verdiğimizde çok güzel geçen bir provanın verdiği haklı gururla çayımızı içip sohbet ettikten sonra çalıştığımız sahneleri bir kez daha çalışarak provamızı 18.40’da bitirdik.

Kitap : Göğü Delen Adam – Erich Scheurmann (ayrıntı )

– ka : bi şey dicem , oyun güzel ha.
ka – (Caliban sahnesini çalışırken Yaşar’a.) Goril goril kalksana .

18.8.2017 – Cuma
Ben.
Afferim yine tam saatinde, bu sefer üç eksik olarak Selen’in ekibe oynattığı ”Hom Hey Hö” gibi garip bir oyunla başladık. Kazanan Münircan (Ferdinand), bakalım hangi kitap hediye edilecek şanslı çocuk. Sonra tabi Yeşim hocayla ter döküp güçlenerek ısınmaya başladık. Yarın hepsinin bacaklar tutuk ben söyleyeyim.

– Kaan : Hissediyor musun kalçanı?
– Mürsel abi : Çok büyük hissediyorum.
– ka : (nota işareti ) dizleer ve kalçalaaAr şimdi

Saat 12:20’de tıss tıss fıss fıss diyerek ses çalışmasına geçildi. Isınma sonrası sahne de bi çılgınlık yapıp stajyerlerle bizim masaların yerlerini değiştirdik ‘ve sahne!’ ye kurulduk. 3. gün deneyimi asistan masamıza da meyve tabağı koyduk. Masanın sahneden uzaklığının ölçüsü üzerine iki el bahis oynandı.

Şekspir dedektifliği ;

Yav dedik mesela bu oyundan neyi çıkarsak bütünlüğü bozulmadan devam edebilirdi? Ada’da geçme sebebi ne? Ve daldık.

Ada nasıl bir yer, bi kere oraya gitmek bir mesele, öyle şıp diye gidebileceğin bi yer değil, aklımıza ‘kabak’ gelmesin tabi büyük düşleyelim ‘yaban’ düşleyelim. Madem büyülü ve Caliban’lı bir dünyadayız, biz de öyle düşlemeye çalıştık, aynı zaman da yere inip o dönemin siyasi durumlarından da bahsettik. Çünkü ikisi birbiriyle lazım. Çünkü oyun oynuyoruz. Ada dünyanın metaforu, böyle baktığında dünyada evrenin içinde bir ada. Alonso ile Prospero’nun iktidarı aynı yerden anlamadıklarından söz ettik. Trinculo, Caliban ve Stephano’nun neyi temsil ettiklerini, oyuna nasıl bir anlam kattıklarını düşündük. Trinculo’nun halkı temsil ettiğini konuştuk. Şekspir’in dönemini düşündük, ‘o’ zamanlarda soylulara laf etmek kellene sebepti ya o yüzden Trinculo’nun halkı Stephano’nun da yeni seçilen’i temsil ettiğinden bahsettik. İktidarın nasıl da ele geçirilmeye çalışılan bir şey olduğunu konuştuk sulu sulu iktidar. Bu arada biz oyunu kırparken evlilik sahnesini atmıştık, kapitalist sistem bir yana cevabımız için 4 ekim saat 20:30’da moda sahnesi’ne fırtına oyunumuzun adı şekspir bir ingiliz, bekleriz.

”Çıplaklık şeyin kendisidir.” Şekspir’in bizi ne kadar da güzel tanık durumuna koyduğundan bahsettik. Hepsi tanıdık artık şimdi nerede duracağız?

– ka : Tiyatro bir eyleme sanatı.
– Gürsu : Söz söyleme sanatı değil miydi ? Ben hep yanlış anlamışım.

Yemeğimizi yedikten sonra tam saatinde gelen stajyerlerle de aynı soru üzerine ve daha önce okumuş olduğumuz Cuma ya da Pasifik Araf’ı -‘ nı da (Ayrıntı) referans alarak baldan datlı bir sohbet ettik . Oh karınlar tok ,zihinler açık 15:28’de Hüseyin abinin de gelmesiyle 5 dakikalık aradan sonra hepimiz sahneye geldik, ka yönetmen ve patron insiyatifini kullanarak 2 dakika gecikti. 15:57’de Mehmet abi de geldi hemmmen bi program değişikliği yapıp, blok blok çalışmanın daha hayırlı olacağına karar verdik. Alet edavatlar takıldı, markeler alındı, ellerimiz de tekstler yüzümüz de tebessümler 16:04’ de 3.3 dediğimiz sahneyi oynarcasına çalışmaya başladık, bazı budamalar yapıldı, Yeşim’e notlar verildi. Ariel için müzik aletleri getirdi Selen, tibet çanıyla oynamayan kalmadı.

– Selen : Bana söylenen bütün güzel sözler gidiyor.
bknz : ‘ Ariel yok. ‘ demiştik.

4.1 adlı sahnemizi eksik olan oyuncularımızın da katılımıyla teee son sahneye kadar ne de güzel çalıştık. Ka oyunculara bazı ödevler verdi, layıkıyla yerine getireceklerine inanıyorum.

– ka : saat 18:10 mu?
– ulaş : 11.
Provayı bitirdik.
Kitap : Dilin Aynasında – Guy Deutscher (Metis)

– Alonso : Rica ederim susun artık.

17.8.2017 – Perşembe
Merhabaz,
Güne Mehmet abi (Gonzalo) ve İnanç (Antonio)‘sız tam olarak 11:00’de havalandırmalar kapalı, ayaklar tam paralel bir şekilde Yeşim’le ısınarak başladık. Havalandırmalar kapalı çünkü kaslar ısınmıyor! 11:09’da sonradan beyaz Micheal Jackson’ın – A PlaceWith No Name adlı şarkısı eşliğinde adeta bir dans şöleni sundu oyuncular. Ne yalan söyleyeyim ihtiyarlar çok iyiydi.

– ka : İhtiyarlar çok iyi.

12:30‘da dünden temizlediğimiz sahne ay ter içinde kaldı. Tişört değişimi ve birkaç yudum su içimlik aradan sonra piyanomuz Ulaş ve Doğuş (asistan’s.) tarafından sahneye çıkarıldı. Selen ve Tuğçe eşliğinde diyafram çalışmasının hemen ardından ‘yoOoOoooo’ layarak ses açmaya başladılar. O sırada Bengi ve Sare Nil (4) ziyaretimize geldiler. Sare; ses açmak istemediğini dışarda yağmur yağdığını ama yaz yağmuru olduğunu belirtti.

Bedenleri ve sesleri ısınan oyuncular 15 dakikalık aradan sonra on kişilik daire şeklinde koyduğumuz sandalyelere oturup oyunu baştan sona olaylar dizgisinin tümünü hatırladıkları kadarıyla anlatmaya başladılar. Valla bir yeri atladılar o kadar ekip zıpkın, ekip canavar.

Şekspir dedektifliği;

Oyunda çok iyi bir iktidar analizi olduğunu, bir sürü sınıfın iktidara nasıl baktığını, nasıl ilişki kurduğunu, insanın antropolojik olarak iktidara olan yatkınlığını konuştuk. Aynı zamanda beyaz bir batılının kendini ifşası, iyisiyle kötüsüyle beyaz arkeolojisi olduğunu konuştuk. Ada‘daki yemek sahnesinin bir tür serap, tam bir batılı rüyası olduğunu konuştuk. ‘’Ada’yı ekip biçmediğin sürece sana verecek bir şeyi yok. En fazla yabani meyve yersin Caliban olmadığın için de zehirlenebilirsin.’’

İktidar sarhoşluğu ve fiziksel sarhoşluk üzerine konuşurken Prospero’nun adaya düşerek kendi negatifini kavramış olduğunu, bu yüzden de ayılmış bir abi olduğunu düşündük. Ada Ayıltır.

Hazır bu kadar beyin fırtınası yapmışken Platon‘un mağara alegorisine de değinmemezlik yapamazdık. Dikkat gerçek kör edebilir!

Oyunda ne kadar da çok giysiden bahsedildiğini ve burada bize anlatılmak istenilenin ne olduğunu düşünüyoruz. Boşuna yazmadı herhalde adam. Giysi dışlak bir şey, neden var ? Prospero‘nun bizi yalınlaşmaya, çıplaklığa soyunmaya davet ettiğini bize arınmamız gerektiğini söylediğini konuştuk. Arındıktan sonra ne olacağını ya da ne yapacağımızı bilmiyoruz ama arınmamız gerektiğini biliyoruz. Tuğçe kimsenin Ariel’i görmediğine dikkatlerimizi çekti. Dedik burada bir iş var, Şekspir boşa yazmazzz. Ariel‘in Prospero’nun büyücü yanı olabileceğini konuştuk. Yani Ariel aslında Prospero. Ariel aslında yok.

– ka : Zihnimizin hali gibi her şeyi yapabileceğimizi sanarız ya .

Oyunda ki her değişimi (adanın, büyünün, insanın değişim etkisi) ‘yılan’ın deri değiştirmesine benzettik. Çok uzağımızda değil ya bizzat biz giysi giyen insanlarız.

Değişim için bakınız;
ARİEL 🙁 Şarkı söyler.)
Beş kulaç derinde yatıyor baban,
Kemikleri artık mercan;
Gözleri de bir çift inci,
Çürüyor sanma kendisi,
Başkalaşıyor hiç durmadan
Deniz dönüştürüyor, deniz dönüştürüyor
Hiç yok olmadan, hiç durmadan
Saat başı matem çanları çalıyor su perileri onun için.

Bu kadar konuşmadan sonra ka oyunculara Şekspir’ le ilgili bir yazı verdi ve Gürsu’dan arkadaşlarına okumasını rica etti. Üzerine konuşuldu. (O yazıyı buraya koymayacağım merak edin.) Saat 15:16‘da ortadaki sandalyeler toplandı, kimi oturarak, kimi patenle dolanarak 1.1 diye adlandırdığımız sahneden okumaya başladık. Ariel girmeden bir daha başa döndük, bu sefer azıcık daha detaylı konuşarak ‘kaya’ markesi olarak kullanacağımız masamızı ortaya koyduk ve bir kez daha baştan okumalı, oynanmalı provamıza devam ettik. Ka oyunculara bir fırtına animasyonu izleyerek oynayacaklarını hatırlattı. (projeksiyonumuz da var çok şükür.) Prospero’nun ve Miranda’nın ritimlerinin farklılığını konuştuk. Mekan sorunsalı üzerine konuşuldu. Adaya yeni gelenler, adada yaşayanların hepsinin yürümesinin farklı olduğunu unutmamamız gerektiğini belirtti. Maşallah pek güzel bir ilk prova oldu.

Not : Kaptan Fantastik izleyiniz.

Şimdi; ben provanın 16:00 ‘dan sonrasında olamadığım için Gamze (asistan) not tuttu. Canım sağ olsun, notları attı fakat ben toplayamadım. Şahit olmadığım şeyi nasıl yazacağım öyle değil mi? Anladığım kadarıyla şunlar olmuş; fark etmeler mi dersin, ayılmalar, Şekspir‘in zekasına gönderilen öpücükler, oyunu biraz daha kısaltmalar. Bir de Caner Cindoruk tatlı getirmiş, hep yemişler valla. Saat 18:45‘te yarın aynı saatte, aynı yerde toplaşmak üzere prova bitirilip eve gidilmiş.

– ka: Bokla temasımız var ama boka batmış sayılmayız.

16.8.2017 – Çarşamba
Deniz ben.
Henüz bir giriş hitabı belirleyememekle birlikte en kısa zamanda belirleyeceğimi umarak harflere basıyor ve Ferhat’a selam gönderiyorum.

16 ağustos çarş. saat 13:00, olmadı 13:10‘da ilk okumamızı yapmak üzere Büyük Salon’da büyük kare masamızda afiyetle yediğimiz meyveler ve Didem’in (sahne tasarım asistanı) annesinin hazırladığı börekle birlikte şöyle söyleyeyim ka, yazıyla on bir rakamla 11 oyuncu , bi o kadar stajyer ve beş (5) asistan , tasarım ekibi ve çevirmeni, müzisyeni olarak oyunu okumak üzere toplaşmayı başardık!

İlk gün adettendir tanıştık. Herkes ismini ve rolünü söyledi rolü olmayanlar ismini söyledi ben hep yazdım.

– Zeynep Tuğçe : Daha çok Tuğçe ,Miranda.

Oyunumuz vaktiyle ‘’Arabın İntikamı’’ diye çevrilen Othello’nun yazarından Şekspir beyin ‘’FIRTINA’’ sı. moda sahnesi’nin 3. toplamda 9. Şekspir oyunumuz. Prömiyer tarihimiz 4 Ekim. 6 haftamız var çok şükür.

ka şöyle bir moda sahnesi’nin işleyişi hakkında ekibe bilgi verdi. Oyun hakkında sohbet edildi. Eğer ki bir buçuk saat sürerse tek perde oynayacağımızı belirtti. Yapılan kısaltmalardan bahsetti .

– Emine: Çeviri hakkında konuşmak zorunda mıyım?

Şekspir’in en yoğun müzikli oyunu olduğuna dikkatlerimiz çekildi. (on iki tane şarkı var )Nasıl bir prova süreci izleyeceğimizden bahsetti. Prova programımız şöyle ; bu hafta hariç hafta sonları prova yapılmayacak, her gün saat 11:00 -12:00 arası Yeşim Coşkun’la ısınıp , 12:30’a kadar da Selen (Ariel) ve Tuğçe’yle (Miranda) ses açıp, her Salı ve Perşembe günü Yeşim ve Özden’le yoga yapacaklar.

– ka: Sabahları sizi hayata uyandıracak arkadaşımız Yeşim. (Coşkun)

Şu elimizde görmüş olduğunuz oyunumuz Fırtına ; En Kısa Gecenin Rüyası’ndan aşina olduğunuz gibi meydan sahne de oynanacak ‘’çünkü çok şükür açılır kapanır tribünümüz var. ’’(alıntı)

– Bengi: Dekor..dekooorr..dekor yine yok.

Grotesk, na grotesk, okült, büyü, batı uygarlığı, kolonyal ama tam da kolonyal değil başlıklı hafif entelektüel konuşmalarımızı da yaptık.-bunları ilerleyen prova tarihlerinde bir bir anlatacağım telaşlanmayın valla bakın. –

Saat 14:03’te ka ‘’şu güzel seslerinizi duyalım’’ diyerek ilk okuma provamıza başlamış olduk. Yaklaşık bir buçuk saat süren okuma provamızda, çok diller sürçtü, çok eğlenildi , çok gülündü ve Kaan’ın (Sebastian) telefonu çaldı, biraz ayıpladık. Okuma provamız bittikten sonra oyuncular Bengi’nin yanına üşüşüp çoğu bitmiş olan kostümlere çipik çipik gözleriyle baktılar. Maşallahlık ekip sayımızla toplu fotoğraf çekilip yarın buluşmak üzere neşeli neşeli salondan ayrıldık çaylarımızı sigaralarımızı içtik, evlerimize dağıldık..

Henüz asistan’ ın notu : İki nokta yok biliyorum imza olarak kullanıyorum.. .

O zaman Ebru Gündeş’ten; Fırtınalar koparsa kopsun!
– İnanç: Lan var mı abi?
– Hüseyin: Veliahtlar, valiahtımız, velia- vehvehveh cümleye bak.
– ka: Uyandırmalar bence seyirciye ‘’şş dinliyonuz de mi?’’
– Selen: Sycorax ağrı kesici ismi gibi.
– ka: Ateş düşürücü.